Osman Aydoğan

Tarih: 21.11.2019 11:00

Mümtaz Soysal -4-

Facebook Twitter Linked-in

Mümtaz Soysal, bir kâhin, bir müneccim sezgisiyle FETÖ tehlikesini 30 Eylül 2005 tarihli  Cumhuriyet Gazetesi'ndeki köşesinde yayımlanan "son pişmanlık gelmeden" başlıklı yazısında şöyle anlatıyordu: “...Unutmayalım ki, süreç aynı zamanda Cumhuriyeti zayıflatma sürecidir. Bir gün, büyük olasılıkla AB'ye karşı bir ‘babalanma’ sonrası, bugünkü iktidar çoğaltılmış oylarla daha da güçlü olarak geri dönerse ve "İslam Cumhuriyeti" ilan edilip Esenboğa'ya inen Amerikan uçağından ‘sulu gözlü bir Türk Humeyni’si inerse, şimdi yakınıp sızlanan, ama ilerici partilerden uzak duran ve Cumhuriyetçi bir siyasal cephe kurmaktan kaçınan insanlarımızın ‘ahı vahı’ ve son pişmanlığı fayda etmeyecektir.” Mümtaz Sosyal, 1972 yılında Mamak Cezaevi'nde iken yazar Sevgi Soysal ile evlenmişti. Ancak Sevgi Soysal 1976 yılında genç yaşta hayatını kaybeder… Burada kısaca Sevgi Soysal’a de yer vermeden edemeyeceğim… Sevgi Soysal Alman asıllı bir annenin beş çocuğundan biriydi. Sevgi Soysal (1936-1976) Mümtaz Soysalın ilk eşi, ancak Mümtaz Soysal, sevgi Soysal’ın üçüncü eşiydi… Sevgi Soysal’ın ilk eşi tiyatro profesörü Özdemir Nutku (1955-1960), ikinci eşi sinemacı Başar Sabuncu (1965-1971) idi.   Korkut Nutku, Sevgi Soysal’ın Özdemir Nutku’dan olan oğlu, Funda ve Defne Soysal da Mümtaz Soysal’dan olan kızları idi. 12 Mart edebiyatçıları arasında sayılan Sevgi Soysal Türk edebiyatında siyasal ve toplumsal bakışıyla, öğretici olmayan ama sorgulamaktan da geri durmayan naif diliyle, bazen alaycı anlatımıyla kendine özgü yere sahip bir yazardı.   Sevgi Soysal; ‘'Yürümek’ romanı ile TRT Roman Başarı Ödülü (1970)’nü, '’Yenişehir'de Bir Öğle Vakti’' romanı ile de Orhan Kemal Roman Ödülü (1974)’nü kazanmıştı. Diğer eserleri: ‘’Tutkulu Perçem’’, ‘’Tante Rosa’’, ‘’Şafak’’, ‘’Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu’’, ‘’Bakmak’’, ‘’Barış Adlı Bir Çocuk’’ "Bakmak", ‘’hoş geldin Ölüm’’ ve "Paralar Cebe Kadınlar Eve" kitaplarıydı… Bu kitaplardan '’Yenişehir'de Bir Öğle Vakti’' romanını okumamışsanız eğer henüz hayattayken kaçırmayın derim… Kasım ayları güz aylarının sonuncusu, yaprakların döküldüğü bir aydır… Sevgi Soysal’ın ilk eşi Özdemir Utku 08 Kasım 2019’da, son eşi Mümtaz Soysal bundan üç gün sonra 11 Kasım 2019’da bu dünyadan göçüp gittiler. Sevgi Soysal da Kasım ayını o kadar çok seviyor olacak ki kendisi de yine bir Kasım ayında (22 Kasım 1976) bu dünyadan göçüp gitmişti… Sevgi Soysal’a yer vermemim nedeni Mümtaz Soysal’ın nasıl bir mümtaz kadınla evli olduğunu anlatmam içindi… Yazımda Mümtaz Soysal’ı şimdiki siyasetçilerle hiç kıyaslamadım... Eğer yapsaydım bu Mümtaz Soysal’a saygısızlık olurdu... Hal-i pür mealimiz ortada... Mümtaz Soysal rahatsızlığı nedeniyle uzun bir süredir medyada gözükmüyordu, yazmıyordu, suskundu, hep suskundu... Sevgi Soysal ‘’Hoşgeldin Ölüm’’ kitabında şöyle yazardı: "Ölmeyi göze almak. Çok söylenmiş, bilinen bir cümle. Ölmeyi göze alanlar çıktı. Ama susmayı göze almak. Yeterince durulmadı bunun üstünde.'' Manzarayı umumimeyiz karşısında yıllarca susmayı göze almıştı Mümtaz Soysal… Sevgi Soysal ‘’Hoşgeldin Ölüm’’ kitabında yine şöyle yazardı: "Eğer ölüm varsa, daha güzel bir hayatın, daha uygar insanların, daha insanca kuracakları bir hayatın gerçeği için vardır. Yoksa ölüm, insanlar arasındaki kavgayı, bir insan ömrü içinde aşamadıkları sevgisizliği, çirkinliği daha kötü bir dünyaya aktarmak için değildir." Mümtaz Soysal, daha güzel bir hayatın, daha uygar insanların, daha insanca kuracakları bir hayatın gerçeği için yaşadı ve öldü… Allah rahmet eylesin… Bir güzel insan daha bir güzel ata binip gitti… Demirin tuncuna, Anayasa profesörünün Kuzu’suna kaldık…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —