Nazım’ı nerden ele alalım romantik komünistliğini mi, romantik devrimciliğini mi yada vatan haini komünist tarafını mı? Nazım’ı hangi gözle görmek istediğiniz Nazım’a bakış açınıza bağlı. 15 Ocak doğum tarihi ölümüne kadar yazdığı romantik şiirleri, aşkları, evlilikleri, aşklarına ve evliliklerine yaptığı ihanetleri. İhanetlerini şiirlere dökerek ihanet ettiği aşklarından özrünü şiirlere dökmesi. Nazım’ı bütün şiirlerine rağmen affetmeyen sevgilileri Osmanlıya sığınmış Lehistanlı yani Polanyalı bir ailenin çocuğu oluşunu hiç bir zaman gizlememiş ve hatta bunu dayı kızı evli bir kadın olan Münevveri eşinden ayırıp kendisiyle evlenmesini sağlaması sonra Münevvere yazdığı şiirde Lehistanlı yani Polonyalı olduklarını şiirinde söylemesi ve hayatını alt üst eden belki de en çok sevdiği aşkı Piraye tarafından terk edilmesi. Nazım’ın af dileme şiirlerine ve söylemlerine rağmen Piraye tarafından af edilmeyişi cezaevi günleri, mektebi Sultaniye de geçen daha sonra Moskova Üniversitesinde devam eden eğitim hayatı. Moskova dönüşü bir dergide yazdığı şiirler cezaevi günleri dayısının hatırlı bir Osmanlı paşası olması sebebiyle ayrıcalıklı bir mahkum olması cezaevinden bile yazdığı şiirlerin romanların ülkede büyük rağbet görmesi. Nazım’ın özgürce ceza evlerinde hareket etmesi Nazım’ın ceza evinde olduğu yıllardaki illegal olarak faaliyet gösteren Türkiye komünist partisinde şüpheye neden olmuş partiden azli bile tartışmaya açılmıştır. Sonraki yıllarda ülkeden kaçışı ülkesine yazdığı hasret şiirleri Moskova radyosundan Türkiye’ye yaptığı söylemler. Yazımın başında dedim ya Nazımı ne gözle görürseniz Nazım’ı gördüğünüz gözle yargılarsınız. Ama ölümünden yıllar sonra bile hala Nazım okunuyorsa ve okullarda ders kitaplarında şiirleri varsa böyle bir kişinin ölü olan sadece bedenidir. Nazım Hikmet hain midir, kahraman mıdır yada romantik bir edebiyatçı mıdır işte bu yargılamayı iyi sorgulayanlar okuyuculardan başkasının olması mümkün değildir. Bende diyorum ki doğum günün kutlu olsun Nazım…