TURKOVAC Aşısı Proje Lideri Özdarendeli: "Osmanlı’dan gelip Cumhuriyet döneminde devam eden aşı kültürüne sahip olmuşuz"

TURKOVAC Aşısı Proje Lideri Özdarendeli:

Kayseri’de düzenlenen ‘Aşılar Hakkında Merak Ettiğiniz Her Şey’ konulu programda konuşan TURKOVAC Aşısı Proje Lideri Prof. Dr. Aykut Özdarendeli, "Osmanlı’dan gelip Cumhuriyet döneminde devam eden aşı kültürüne sahip olmuşuz" dedi.
Kayseri Üniversitesi (KAYÜ), İl Sağlık Müdürlüğü, Kayseri Aile Platfortmu, Sağlık ve Medeniyet Derneği ve Hekimhane Tıbbiyeli Gençler Kulübü tarafından KAYÜ Konferans Salonunda ‘Aşılar Hakkında Merak Ettiğiniz Her Şey’ konulu program düzenlendi. Programa; Kayseri İl Sağlık Müdürü Mehmet Erşan, KAYÜ Rektörü Kurtuluş Karamustafa, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kayseri Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhami Çelik, ERÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve ERÜ Aşı Araştırmaları ve Geliştirmesi Enstitü Müdürü Prof. Dr. Aykut Özdarendeli, ERÜ Tıp Fakültesi Pediatri Anabilim Dalı Doktora Öğretim Üyesi Zehra Kardaş, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İsa Üzüm, protokol üyeleri, doktorlar ve vatandaşlar katıldı.
Aşının gelişimi ve tarihi ile ilgili bilgiler veren ERÜ Tıp Fakültesi Pediatri Anabilim Dalı Doktora Öğretim Üyesi Zehra Kardaş, "Covid aşısının ölümlere neden olduğu yönünde bazı duyumlar çıkıyor. Çalışmalar gösteriyor ki Covid 19 virüsünün kendisi kardiyak ölümlere neden oluyor, kalp krizlerine neden oluyor. Aşıya bağlı ölüm görülmemiş ya da aşının kalp krizine bağlı ölümleri arttırmadığı görülmüş. Onun için bu konuda da aşıya karşı güvenimizi sarsacak bir durum olmadığını görüyoruz" dedi.
ERÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, ERÜ Aşı Araştırmaları ve Geliştirmesi Enstitü Müdürü ve TURKOVAC Aşısı Proje Lideri Prof. Dr. Aykut Özdarendeli ise, "Ben 2002’den beri Sağlık Bakanlığı’nın aşı ile ilgili birçok kurulunda yer aldım. Bazı şeylerde kar zarar hesabı yapmamanız lazım. Bazı stratejik işlerde bunu yapmamanız lazım. Bu zamanında yapılmış, sadece belki maddi olarak değil ama aynı zamanda gerçekten teknolojiye ayak uydurulamamış gibi durumlar olabilir. 1998’de biz son aşımızı üretmişiz. Beni Balıkesir Üniversitesi’nde bir konuşmaya çağırmışlardı. Konuşmayı yaptım ve bir hoca beni yakaladı. ’Türkiye’deki son aşıyı ben ürettim’ dedi. Aslında 1996’da üretilmiş ama son kullanma tarihi var 2 yılda galiba. Üretmişiz ve bırakmışız. Aslında Cumhuriyet dönemine de baktığınız zaman biz gerçekten çok farklı aşıları üretmişiz. İnanılmaz sayıda aşı üretmişiz. Çin’e kolera aşısı yollamışız. Japonya’ya aşı yollamışız. Osmanlı’dan gelip Cumhuriyet döneminde devam eden böyle bir kültüre sahip olmuşuz. Tabi insan üzülüyor, 1998’de bırakıyorsunuz. Aslında bırakılması hiç problem değil. Maddi gücünüz olduğu zaman ki işte aşı fabrikasını konuşuyoruz yaparsınız. Fakat aynı zamanda 1998’den beri aşı üreten insan gücünü de yok etmişsiniz, bulamıyorsunuz. Pandemide insan bulamadık, yok. Paranız olur fabrika yaparsınız ama işte bu insan gücünü yok ettiğiniz zaman, bu tür stratejik noktalarda problem yaşıyorsunuz. Fakat bereket versin ki yine ülkemizde bu hafızayı devam ettiren, çalışan bir takım kurumlar, projeleri olan bir takım hocalar, üniversiteler, Sağlık Bakanlığı’ndaki bir takım kurumlar ve buradaki insanlar gerçekten herkes el ele vererek bir noktaya geldi. Bundan sonra umuyorum ki zaten stratejik olduğu anlaşıldı aşının. Biz ülke olarak da zaten aşıya çok aşina bir milletiz. Bundan sonra da sayısı artarak devam eder ama bizim de gururumuz bu işin filizlendiği yerin Erciyes Üniversitesi olması ve Kayseri’de olması. O dönemlerde de gerçekten herkes bu ülkeden bir aşı çıksın diye çok uğraşıldı. Belirli bir noktaya geldi ve birçok insan çok güzel işler yaptı. Artık bundan sonra aşı konusunda bu farkındalık olduğu sürece, karar vericilerin vizyoner olduğu sürece çok daha iyi noktalara geleceğimizi düşünüyorum" ifadelerini kullandı.