Bu müzeye gelen Çanakkale Savaşını yaşıyor

Bu müzeye gelen Çanakkale Savaşını yaşıyor

Bu müzeye gelen Çanakkale Savaşını yaşıyor

Çanakkale’de toprak altından çıkarılan savaş malzemelerinin sergilendiği Çanakkale’den Cumhuriyet’e 100. Yıl Müzesi’ne gelen vatandaşlar, savaş yıllarını yaşıyor. 
Talas Belediyesi tarafından Osmanlı Sokağı içerisinde yaptırılan Çanakkale’den Cumhuriyet’e 100. Yıl Müzesi, Çanakkale Savaşları’nın hatıralarını gün yüzüne çıkardı. Çanakkale’de toprak altından çıkarılan çift ağızlı tıbbi testere, İngiliz çelik tabanlıklı asker postalı ve taban parçası, Osmanlı er çarığı, at nalı, mermiler, boş kovanlar, subay harita çantası, kemer tokalar, kemer parçaları gibi orijinal eserlerin yer aldığı müze de tamamı Çanakkale Savaşlarını ilgilendiren 4 bin 500 eser de yer alıyor. Açıldığından beri 150 bin vatandaşın ziyaret ettiği müze hakkında bilgiler veren Müze Rehberi Yasin Bulut, "Müzemizde 6 bin 500 eser var. Hepsi orijinaldir. Çanakkale savaşlarının geçtiği Gelibolu Yarımadası’ndan topraktan çıkarılmış malzemelerdir. Buradaki malzemelerin yüzde 95’ini Ahmet Nedim Kilci hocamız topraktan çıkarmıştır, gelen kısmı da babadan dededen kalıp hocamıza hediye edilen malzemelerdir. Buradaki kütüphanemiz de 4 bin 500 yakın eser vardır. Sadece Çanakkale İhtisas Kütüphanesi olarak hazırlanmış bir kütüphanedir. Hepsi tasnif edilmiş şekildedir. Çanakkale’de genel harp tarihi, askerlerin ve komutanların hatıratları, deniz ve kara savaşları yer almaktadır. Çanakkale savaşında askerler ‘Rabbim beni sahra hastanesine düşürmeden canımı al" diye dua ederler. Çünkü Çanakkale Savaşı narkozun olmadı, ellerin ve kolların diri diri kesildiği bir savaştır. Burada da bir öğrencinin Çanakkale tezini hazırlayacak kadar kitabımız var" ifadelerini kullandı.
Müzede askerlerin kişisel eserlerinin de yer aldığını kaydeden Bulut, "Müzemizde askerlerin kişisel eşyaları var. Analarımızın cephede katkısı çok fazladır. Erler cephede savaşıyor ama analarda arkada bir savaş içerisinde. Tarlayı eken ve biçen, askerin yarasını tedavi eden ve siperde askerin ayağı üşümesin diye patik ören hep analardır. Burada da 110 yıl önce örülmüş bir patik var. Analarımızdan birinin bununla ilgili bir mektubu da vardır. Mektubunda ‘Komutan, evladımın küçülen kazağından patik örmek istedim ama patik tek çıktı. Komutan patik tektir diye atmayınız, an azından ayağı kopmuş askerimizin tek ayağını ısıtırsınız" diyor. Devlette analarımızı unutmamış. Devletimizin imkanı olmadığı için esir edilen İngiliz ve Fransızların tüfeklerinin uçları kesilip hurdalardan yüzükler yapılmış. Bu yüzüklerin üzerine de ‘cihadiye’ yazılmış. Çünkü cihat erkeklerin, cihadiye de kadınların yaptığı savaştır. Devamına da savaşın bittiği tarih yazdırılıp analarımıza hediye edilen bir yüzükte burada var. Açıldığımızdan beri müzemize 150 bin ziyaretçi geldi. 200’e yakın okuldan öğrencilerimiz geldi. Amacımızda öğrencilerimize ecdadımızı unutturmamak. Buraya gelen öğrencilerimize müzemizi rehberlik yaparak gezdiriyoruz. Müzedeki malzemelerin her birinin hatıratı var. Bunları teker teker anlatıyoruz. O yüzden okullarımızdan yoğun bir ilgi var" diye konuştu.
(AG-