Ülkemde eski başbakan ve eski bir bakan ile reisimiz arasında söz düellosu yaşanıyor. Reis diyor ki, “Davutoğlu ve eski ekonomiden sorumlu bakan Mehmet Şimşek için hırsız bunlar. Halk bankasını soymaya kalktılar şimdi kalkmış bize karşı parti kuruyorlar” karşı tarafında çenesi boş durmuyor. Onlarda diyor ki “sıkıysa mecliste mal varlığını araştırma komisyonu kur” bu söylemi reis duymuyor. İki tarafta nasıl bir açmaz içine girdiler. Yukarı tükürseler bıyık aşağı tükürseler sakal her şey ortada soygunun yapıldığı dönem alan memnun satan memnun çıkarlar karşı karşıya gelince bir sana bir bana bitiyor hepsini sen aldın ben almadım oluyor. Bir yerde bir yanlışlık var abide sorun kim daha dürüst hırsız yada kim daha iyi hırsız açıklamasında iki tarafta ortaya çıkıp biz dürüstüz diyemiyor. Biz çalmadık söylemini ise ağızlarına hiç alamıyorlar. Hırsızın bir tarafı kovulmuş başbakan ve bakan diğer tarafı ise gücünün verdiği güvenle bunlara meydan okuyan Kasımpaşalı reisimiz. Gelin malvarlığımı araştırın diyecek güveni kendinde bulayan bir cumhur yada biz böyle bir şey yapmadık deme cesaretini gösteremeyen eski başbakan ve bir bakan ey Yarabbim soruyorum biz ne kötülük yapıkta sen bize böyle kişileri yönetmeyi nasip ettin bilmiyorum. Ama birileri tepişmeye başladı mı ezilen gariban oluyor. İki tarafında dürüstlüğünü tartışmam bile ikisi de konuşsa normal bir ülkede hele ki idamın olduğu bir ülkede sonları malum. Bekleyin görelim demiyorum bu söylemler yakında unutulur. Hani şu Ankara’yı parsel parsel sattın söylemini ortaya atan malum şahıs vardı ya aynı hikaye olacak gibi paçalarından dürüstlüğün bir parçası düşmüyor. Sonunda diyecekler ki size ne bundan alan memnun satan memnun sonuç mu alavere dalavere Kürt Mehmet nöbete…