Ülkemizde en kolay şey, haklı bir gerekçeye dayanmaksızın dahi Teknik Direktörlerimizin işlerine son verilmesi gerçeği...
İlkeleriniz ve prensipleriniz mi var, yetki ve sorumluluklarınızı kullanmayı bir başkasının eline mi vermiyor musunuz, sağlam bir irade koymayı mı ilke edinmişsiniz, duruşunuz mu var, şahsiyetinizi mi ön plana çıkartıyorsunuz çalıştığınız süre içerisinde? İşte o zaman çekeceğiniz var demek...
Ülkemizde karakterli profesyonel futbolcu darlığı çekildiği dönemlerde; Profesyonelliği, yerleşik iş terbiyesi, ahlâkî değerleriyle, sahadaki tutum ve davranışlarıyla, süreklilik ve devamlılık gösteren üstün performans ve yetenekleriyle, formasını giydiği takımlarda daima örnek olmuş ve futbolculuğunda ki bu başarılarını da , futbolu bıraktıktan sonra Teknik Adamlık hayatına da taşımış, sporseverlerinde yakından tanıyıp çok sevdiği kişilikli, namütenahi spor adamlarımızdan sadece biridir Ünal Karaman...
Son dönemlerde futbolumuzun çıtasını Avrupa standartları seviyesine çıkartmak adına büyük emek ve çaba gösteren, gençlerimizin gelişmesine ve Türk futboluna kazandırılması noktasında, aranan kan olmuş Abdullah Avcı, Rıza Çalımbay, Sergen Yalçın, Okan Buruk ve Erol Bulut gibi kendilerini çok iyi yetiştirmiş, donanımı, bilgi birikimi, engin deneyim ve tecrübeleriyle rakipleriyle rekabet edecek düzeye gelmiş, Türk futbolunun geleceğine damga vuracak genç değerli hocalarımız var...
Bu sayıların artması için futbolumuzu idare eden Futbol Federasyonun çatısının, yönetmeliklerin değişmesi, kulüplerin Başkan ve Yöneticilerinin (özelikle Anadolu kulüplerinin ve büyük kulüplerimizin yönetim kadrolarında) mutlaka ve mutlaka sporun içinden gelmiş iş bilir, ehil insanlar olması gerekiyor.. Yani zihniyet değişikliğine gidilmesi..
Aksi takdirde işini ciddiyetle yapan, yetki ve sorumluluklarını kullanabilen, sağlam bir irade koyabilen şahsiyetli Antrenörlerimiz başarılı olsalar dahi, her an ehil olmayan Başkan ve Yöneticiler tarafından önlerinin haksızca kesilmesi, Türk futboluna hiç bir yarar sağlamayacaktır...
Türk futbolu, futbolcusu, teknik adamıyla birlikte bir arpa boyu kadar dahi ileri gidemeyecektir..
Yerli antrenörlerimize çalıştığı kulüplerde gönül rahatlığı ile çalışma ortamı verilmediği sürece.. ZİHNİYET değişmedikçe...
Ünal Karaman gibi başarılı bir teknik adamın görevine son verilmesi Türk futbolu adına üzünülenecek bir olay, ve ders çıkartılması gereken bir durumdur...
Öncelikli işimiz kendimize, Antrenörlerimize ve gençlerimize emek ve değer vermemiz olacak...
Kendimize değer vermez üretmezsek eğer, Türk futbolu nasıl ayağa kalkacak...
Yazık, çok yazık...