Oğuz Gümüşkaynak


Yollar yürümekle


Rahmetli Süleyman Demirel´in yönettiği ülkenin ilerisinde miyiz gerisinde miyiz var mı bilen. Devletin devlet babalığından devletin reis ismini aldığı günleri görmek bizlere nasip oldu devlet cumhurundur söyleminde çıkıp devletin reisin tapulu malına dönmesini de gördük ya. Anayasal halkların kullanılıp yada kullanılmasını bir kişinin iki dudağı arasından çıkacak cümlelere bağlamak bunları görüp yaşamak içimizi acıtsa da seve seve olmasa da öpe öpe izlemek bir vekil bir söyleminden dolayı yirmi beş yıl ceza alıyorsa ceza alan vekilin partisinin lideri sesini bulunduğu ülkenin hukukunda duyuramayıp adaleti yürüyerek yollarda aramasının utancı kimde olabilir . Ancak sesini ülke sınırları dışına böyle taşıdı ya yürüme seninde sonun vekilin gibi olur tehdidi niyeki bırakın yürüsünler yollar yürümekle aşınmaz deyip rahat olmak dururken bu endişe niye. Askerin aynı kışlada dördüncü kez gıda zehirlenmesini yaşıyor depremden öncede sonrada suçu depreme yıkmak zeytinyağı gibi üste çıkmak niyeki. Katar´a taze gıda yardımı yirmi uçak dolusu sarayında sofralar dolusu iftarlıklar asker zehirleniyor sonrada niye zehirlendiniz diye sıra dayağından geçirilmesi Kılıçdaroğlu´nun yürümesinden daha mı önemli. Bırakın yürüsünler bırakın konuşsunlar ama gencecik askerler yedikleri karavanadan ölmesinler. Katar´ın avukatı değil ülkenin avukatı ol. Söylemlerinle eylemlerin uyuşmuyor. İnandırıcılığı artık söylemlerinle olmuyor nereye kadar gideceksin cevabını sen bile veremiyorsun değil mi?