Çocukluğumun sinema tiyatro sanatçıları bir bir fani dünyadan çekip gidiyorlar. Acaba diyorum biz mi çabuk büyüdük. Çocukluğumun kahramanlarımı erken yaşlandı bu konuda doğruyu bulmakta zorlanıyorum. İnanın hele ki Yıldız Kenter gibiler dünyadan çekip gittikçe bir çok filmini tiyatrosunu izledim. Bir çok dizilerini takip ettim beni en çok etkileyen filmi anneler ve kızları olmuştur. anneliğin nasıl zorlu bir yolculuk olduğunu yaşayan bütün insanlığa oynadığı anneler ve kızları filminde göstermişti. Sanatçılığı ile İngiliz bir anneden dogma baba yüksek bir diplomat Lozan görüşmelerinde ismet İnönü’nün özel kalem müdürü dışişleri bakanlığında hatırı sayılır bir diplomat bir İngiliz’le evlenince dışişleri bakanlığını bırakmak zorunda kalıyor. Zaten işsizliği ve yoksulluğun olduğu bir Türkiye uzun yıllar sefalet içinde büyüyor beş kardeş kardeşi Müşfik Kenter’in Orhan Veli şiirlerini onlarca kez dinledim. Ülkemin öyle pratikten gelen bir tiyatrocusu değil. Amerika’da İngiltere’de tiyatro eğitimi alan çağdaş Türk kadınını dünyanın bir çok ülkesinde oynadığı oyunlarla göstermiş devlet sanatçılığına layık görülmüş. 91 yıllık hayatında bir çok ödül almış yurt içinde ve yurt dışında hele ki bunlardan biri var ki Fillandiya da dünya kadın kuruluşları tarafından aldığı yüzyılın kadını ödülü gerek ülkemde gerek yurt dışında ülkemin sinemasını tiyatrosunu Atatürk ilke devrimleri ışığı altındaki Türk kadınını başarılı bir şekilde temsil etti ve iki kapılı handan Yıldız Kenter’de geçti. Bizim kuşakların bizden önceki sanata ilgisi olan kuşakların kahramanı idi. Dedim ya biz mi yaşlanıyoruz bizim büyüklerimiz mi çabuk yaşlandı bilmiyorum ama Allahtan tek isteğim ülkemi Yıldız Kenter gibi çağdaş sanatçılardan mahrum etmemesi ruhun şad mekanın cennet olsun gönüllerimizin sultanı Yıldız Kenter...
