Osman Aydoğan


Yeni Türkiye -1-


Son yıllarda ülke gündemine bir kavram yerleşti ´´Yeni Türkiye´´. Bu kavramın ne anlama geldiğini anlamak ve ´´Eski Türkiye´´ ile mukayese etmek için dünyaca ünlü bir düşünüre başvurmamız gerekiyor: Maurece Duverger´e... Ancak önce kısaca Maurece Duverger´i tanıtmak istiyorum... Maurice Duverger (1917 - 2014), siyaset biliminde felsefi düşünce yerine deneysel yöntemi kullanmayı tercih eden dünyaca ünlü Fransız anayasa hukuku uzmanı, siyasetçi, siyaset bilimci ve siyaset sosyoloğudur. Türkiye´deki Bülent Daver, Ahmet Taner Kışlalı, Münci Kapani ve Ergun Özbudun gibi birçok anayasa hukukçusu ve siyaset bilimcisini derinden etkilemiştir. Duverger, arafsız olmanın mümkün olmadığını, sadece ne kadar taraf tuttuğumuzu belirterek nesnel olabileceğimiz görüşünü savunur. Duverger, demokrasiyi; ?siyasal demokrasi? ve ?sosyal demokrasi? olmak üzere iki başlık altın inceler. Duverger, siyasi partilerin gelişimini, demokrasinin gelişimine bağlayarak politik kurumlarının meşruiyetini demokrasinin varlığıyla ilişkilendirir. Kısaca Duverger´e göre, demokrasi ne kadar etkin ve işler haldeyse, siyasi partiler gibi politik kurumlar da o kadar etkin ve işler haldedir. Duverger, komünistlerin sosyal demokrasiyi gerçekleştirmek için siyasal demokrasiyi ortadan kaldırmayı amaçladıkları, faşistlerin ise sosyal demokrasiyi ortadan kaldırmak için siyasal demokrasiyi ortadan kaldırmaya çalıştıkları tespitini yapar. Duverger ?Siyasi Rejimler? (Sosyal Yayınları, 1986) kitabında siyasal rejimleri iki gruba ayırır; ?Birincisi idare edenlerin otoritesini idare edilenler lehine tahdit eden liberal temayül. Diğeri, idare edilenlerin yetkilerini idare edenler lehine daraltan otoriter temayül. Burada fert, cemiyet, bunların birbirleriyle münasebetleri mevzuunda iki ayrı düşünce tarzı, iki ayrı felsefe, iki ayrı hayat sistemi karşısında kalırız. Çeşitli siyasi rejimler bunların özel bir planda teknik tanzim şekillerinden başka şeyler değillerdir.? (s. 9-10) Tabii ki Duverger bu ayırımda liberal ve çoğulcu demokrasiyi savunur. Duverger, ?´demokrasi´´ kavramının ülkelere ve bölgelere göre uygulamada çeşitlilik gösterebileceğinden söz eder. Ancak şu sözü onun bir vasiyeti gibidir: ?Şartlar ne olursa olsun, demokrasiden asla vaz geçilmemeli ve demokratik toplumun inşası için gereken neyse en etkili biçimde, cesaretle icra edilmelidir. Buradaki en önemli faktör ise milletin ta kendisidir!? ?´Siyasetin bir insan yönetme sanatı? olduğunu düşünen Duverger, siyaset biliminde ?´insan´´ faktörüne büyük önem verir. Duverger´e göre partileri var eden en temel faktör ?insan? dır?