Osman Aydoğan


Yeme içme yerleri hakkında...


Askerlerin ve okullarda öğrencilerin çok sevdikleri bir sözcük var: Kantin. Bu sözcük Fransızca kökenlidir ve Fransızca ?´La Cantine´´den gelir. Oturarak yemek yenen yer anlamındadır. Lokanta da buradan gelir: La Cantine´den. Ayrıca İtalyancada da hem yatılan hem de yemek yenen yer (han) anlamındaki ?´locanda´´ diye bir sözcük var. Locanda´nın da kökeni latince ?´localis´´den (yer, mekan) gelir. Günümüzde İtalya´da mütevazi otellere ?´locanda´´ diyorlar. ?´Lokanta´´nın buradan geldiğini söyleyenler de var? Belki de ikisi de doğrudur. Ne de olsa ikisi de Latin kökenli... Restaurant (Restoran) da Fransızca kökenlidir. Fransızca "restaure" eden, tamir eden, onaran anlamına gelir. Çünkü insan yemek yerken kendini restore ettiği, tamir ettiği düşünülmektedir. Yeme içme yerleri Fransa kültüründe bu kadar da değildir. ?´Brasserie´´ de Fransız kültüründe bir yeme içme mekânıdır. Sözlük anlamı birahanedir. Eskiden bira imalatı yapan küçük işletmelere denirmiş. Biranın yanında meze servisi de yapılırmış. Ancak ´´Brasserie´´ sözcüğü Alman kökenlidir. ?´Brasserie´´ Paris´te ilk olarak Alsace´tan (Alsace Lorraine) göç eden, Alman kültürüne aşina kişilerin 1870´lerde açtığı, genelde bira servisi yapılan, çay kahve de içilen ve ayaküstü yemek yenilen ?´kahve-lokanta´´larına verilen isimmiş. Biranın yansıra Riesling, Sylvaner ve Gewürztraminer gibi Alsace yöresine ait şaraplar da servis ederlermiş. En yaygın yemekleri ise Sauerkraut (Almanca "ekşi" anlamına gelen "saur" ve "sebze, lahana" anlamlarına gelen "kraut" kelimelerinin birleşmesi ile oluşmuştur) ve deniz ürünleriymiş. Günümüz ?´Brasserie´´lerinin biçimi ise biraz daha değişik olmuş. Hem çok yemek yemek isteyenlere hem de sırf iki tek atmak isteyenlere hitap eden gönlü geniş mekânlar haline gelmiş. Bir Fransız´ın her gün yemeğini yiyebileceği, lokanta tarzındaki bu yerler pahalı restoranlara göre daha ucuz. Bira ve şarap servisi vazgeçilmez. Birçok Fransız restoranında genelde yemek servisi belli saatlerde yapılır. Yani öğle yemeği servisi yapıldıktan sonra bir süre yemek servisine ara veriliyor, sonra aksam yemeği servisi başlıyor. Ancak ´´Brasserie´´lerde her an, her zaman ayaküstü yemek yenilir ama isteyen de bir bardak bira, bir fincan kahve de içerek saatlerce oturabilir. Brasserie´lerin iki tür müşterisi var: Acelesi olanlar ve olmayanlar. Acelesi olmayanlar saatlerce tek başına oturur, gazete, kitap okur veya dostu ile sohbet ederler. Fransa, Belçika ve Hollanda´da eskiden çok sayıda Brasserie varmış. Bunların göze batan müşterileri de yazar-çizer-düşünür takımı imiş. Paris´ten bir Brasserie hatırlıyorum. ?´Burada Sartre oturmuştu´´, ?´Burada Camus oturmuştu´´ diye üzerinde levhası vardı. Fransız yemek yeme mekânlarından birisi de ?´Bistro´´dur. Bistro ismine; 1812 yılında Fransa´yı işgal eden Rus askerlerinin, hızlı yemek yeme alışkanlıklarının buna sebep olduğu düşünülür. Çünkü ??bystro´´ Rusça´da ?´hızlı´´ anlamına gelmektedir. ?Çabuk yap savaşıyoruz burada işimiz gücümüz var, bystro bystro? diyen Rus askerleri de böylece yemek sektörünün geleceğini etkilemişler! Bistrolar günümüzde; orta düzeyde fiyatlara sahip, en çok tüketilen, en bilinen yemeklerin yapıldığı, bu yemeklerin her gün değişebildiği, haliyle hızla tüketildiği, içeri girmek için grand tuvalet giyinmek gibi bir zorunluluğu olmayan lokantalar olarak faaliyet gösteriyor. ´´Patisserie´´ ise pastanenin Fransızcadaki birebir karşılığı. Zaten ´´pastane´´ sözcüğü de ´´patisserie´´den geliyor... Oraya da İtalyancadan gelmiş... Patisserie günümüzde pastane tabelalarının son yıllardaki moda sıfatı olmuş.