Osman Aydoğan


Yaşayan bir organizma olarak Türkçe (2)


Ancak kelimelerin kökeni incelendiğinde: Bakkal: Arapça, somun: Rumca, peynir: Farsça, Sandviç: İngilizce, balkon: Fransızca, hanım: Moğolca, çay: Çince, su: Çince, afiyet: Arapça, beraber: Farsça, yedim: Türkçe. Görüldüğü gibi bu basit cümlede sadece ?´yedim´´ sözcüğü Türkçe? Şimdi bu sözcükleri yabancı kökenli diye atalım mı? Yani hanım ile balkonda oturup, çay içip, sandviç de yemeyelim mi? Bir başka örnek; ?´Birinci Dünya Harbindeki Çanakkale Muharebelerindeki Arıburnu Mücadelesi´´ dediğimizde üç boyuttan bahsediyoruz; Harp, muharebe ve mücadele? Ancak bir kısım pek aziz muhteremler Arapçadan arındırıp Türkçeleştireceğiz diye ?´Harp´´in karşılığını ?´savaş´´ yapıp bu cümleyi şöyle kuruyorlar: ?´Birinci Dünya Savaşındaki Çanakkale Savaşlarındaki Arıburnu Savaşı´´. O zaman da bu üç boyut kayboluyor ve üç boyutu tek boyuta indirgiyoruz, boyut kaybediyoruz, anlam daraltıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk´ün ?´Gençliğe Hitabesi´´ ilk hali ile okunduğunda verdiği anlamla Türkçeleştirilmiş hali ile okunduğunda verdiği anlam bir değildir. ?´Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur´´ ifadesindeki anlamı, ?´Gereksinim duyduğun güç damarlarındaki soylu kanda bulunmaktadır´´ ifadesi vermemektedir. Demek ki dilimize yerleşmiş ve artık Türkçeleşmiş yabancı sözcükler değiştirilmeye zorlanmamalıydı, onun yerine yeni özellikle teknik yabancı sözcüklerin (televizyon, telefon, faks, internet, otomobil vb.) yerine Türkçe sözcük konulmalıydı? Eski diye Türkçemizden sözcükleri atıp da yerine yenilerini koymazsak ne olur biliyor musunuz? Yine size örnekler vereyim: 19. yüzyılda hazırlanmış bir Osmanlıca - İngilizce sözlük (?´Redhouse ? Osmanlıca İngilizce Sözlük ve Gramer Kitabı´´; Osmanlıca ? İngilizce sözlük niteliğinde Osmanlıcadan İngilizceye yapılan ilk ve kapsamlı lügattir. 1890´da 12 cild halinde yayımlanır. Sir James W. Redhouse´ın el yazması olan eserinin orijinal bu gün British Museum´da dır.) 150.000 kelime içerirken, şimdi en babayiğit Türkçe - İngilizce sözlük en fazla 30.000 kelime içermektedir. Kaybettiğimiz 120.000 kelime ne idiler? Kaybettiklerimiz sadece kelimeler değildiler ki! Kaybettiklerimiz; sanatımızdı, edebiyatımızdı, felsefemizdi, tarihimizdi, kültürümüzdüler, ufkumuz, âfâkımız, düşünme kapasitemiz, muhakeme yeteneğimizdiler, nezaketimizdiler, letafetimizdiler, sevgi ifademizdiler! Bizi bırakıp da gittiler... Türkçe o kadar yoksullaştırılmış ki; yabancı dilden Almanca, İngilizce, Fransızca veya Arapça bir sözlük alın, rastgele herhangi bir yabancı sözcük seçin ve Türkçe anlamına bakın. Bu yabancı sözcüğün Türkçe anlamı olarak muhakkak ki birden fazla, hatta sekiz on Türkçe sözcük bulacaksınızdır. Çünkü tam karşılığı bir Türkçe sözcük olmadığı için açıklama için birden fazla sözcük kullanılmaktadır. Dünyanın en zengin ve en güzel dilinin geldiği hale bakın.