Oğuz Gümüşkaynak


Vurun Gazeteciye


Gazeteciliği iliklerine kadar yaşayıp son nefesine kadar gazetecilik mesleğinin onuruyla ölen bir babanın oğluyum. Babamın dilinden düşmeyen söylemdi insan gazeteci olmaz insan gazeteci doğar. Gazeteci geçinmek farklı, gazeteci olmak farklı. Gazetecilik bir yaşam şeklidir bunlar babamın ilkeleriydi. Çağ dışı ülkelerde en zor meslek gazeteciliktir. Ya ilkeleriniz olacak Gazi Mustafa Kemal´in deyimiyle basın halkın müşterek sesidi  ilkesiyle mesleğinizi icra edeceksiniz yada toplumda farklı göbek atıp, gazete başında farklı göbek atacaksınız. Geçenlerde ulusal basından bir gazeteci öldüresiye dövüldü. Üzerinde sopa kırıldı dövenler belli önce gözaltı sonra denetimli serbestlik. Ülkemde öldürülen gazeteci sayısı bir hayli fazladır. Bombalanan, kurşunlanan, kaza süsü verilen katliamların hangisinden bahsedelim.  Bir çok bukalemuna mı gazeteci diyelim yoksa duruşundan taviz vermeden her şartta yoluna devam eden gazeteciye mi gazeteci diyelim. Asırlar önce bana bir ordu gönderin savaşayım ama ne olur bir tek gazeteci göndermeyin diyen Napolyon acaba ne demek istemişti bu söylemde. Gazeteci doğruyu yazmanın bedelini canıyla ödeyecekse ödemeli. Gerçek gazeteci doğru olmanın bedelini zaten öder hele ki benim ülkemde gazetecisi son derece fazla şiddet gören toplumumuzda ya birilerinin istediği gibi gazeteci olup şatafatlı bir hayatın olacak yada kalemim namusumdur deyip Mustafa Kemal´in söyleminde olduğu gibi sadece doğruları yazacaksın. Ülke gazeteciliğinden dolayı bir hiç iken milyar dolarlık serveti olanları da bilir, ülke gazeteciliğinden dolayı arabasının içinde katledilen gazetecileri de bilir ülke, Mekke´de erkeklerin kaldığı otelde viagradan ölen gazeteciyi de bilir ülke, ömrünü gazetecilikten kazandığı paralarla çocukları okutan ateist gazeteciyide. Ülkemde gazeteci geçinen, gazetecilikten geçinen sizce hangisi daha çok ülkemde ve hangisi gazeteci?