ALİ ÖZARSLAN


VATAN SAVAŞI VE AKP DÜŞMANLIĞI


15 Temmuz hain fetöcü (Amerikancı) darbe girişimi ile beraber ülkemiz ciddi bir vatan savaşına başlamıştır. Amerika, Fetö ve PKK/PYD ile kıyasıya bir mücadele başlamıştır. Vatan savaşının verildiği dönemlerde milli birlik beraberlik en önemli ihtiyacımızdır. AKP iktidarı, 2002´den bu yana bir çok yanlış ve hata yapmasına rağmen ve günümüzde de çeşitli yalpalamalarına rağmen bugün Amerika emperyalizmi ile mücadele etmektedir. Emperyalizmle mücadele vatan savaşı demektir. Buradan hareketle her türlü hatasına rağmen vatan savaşında AKP iktidarı, Türk Milleti ve diğer siyasi partilerin desteği ile başarı kazanabilir. Ama ne yazık ki MHP ve Vatan partisi dışında diğer siyasi partiler AKP ve R. Tayyip Erdoğan düşmanlığından kurtulamamışlardır. Bir zamanlar AKP´nin yaptığı milleti ayrıştırma çabasını bugün diğer siyasi partiler yapmaktadır. Buda bu siyasi partilerin üyelerine yansımakta ve AKP ile aralarına uzlaşmaz ve düşmanca bir duvar çekmelerine neden olmaktadır. Sosyal medyada dikkat edilirse, siyasi parti taraftarları, akıl almaz ahlakdışı küfürler ile birbirlerine saldırmaktadırlar. Bunun nedeni AKP düşmanlığıdır. Ülkemiz Emperyalizmin ve onun desteklediği terörün saldırısı altındayken, AKP düşmanlığı ancak bu bölücülerin işine yarar. AKP´nin yanlış politikalarına karşı eleştiri ve doğruyu ortaya koyma görevi hepimizindir. Ama ülkemiz vatan savaşındayken, vatanımızı savunmak ta her vatandaşımızın görevidir. Vatan savaşında iki cephe vardır. Türkiye ve Düşmanlarımız. İkisinden birini seçmek zorundayız. Üçüncü bir seçenek yoktur. Bu nedenle, sadece Vatan Partisi ve MHP değil, Diğer CHP, İYİ parti, Saadet ve diğerleri de vatan savaşında AKP´nin yanında olmak zorundadır. Bu zorunluluktur. Ama bu duruş AKP´nin yaptığı veya yapmaya çalıştığı yanlışları kabul etmek anlamına gelmez. Andımıza karşı AKP´nin tutumu doğru değildir. Eğer vatan savaşında birlik beraberlik diyorsa andımızı yasaklayamaz. Milleti birleştirmesi için andımıza en çok AKP´nin ihtiyacı vardır. Yine ekonomideki kötü gidiş ne yazık ki, özelleştirme ile veya dışarıdan borç para almak ile durdurulamaz. Poşetleri ücretli yapmakta bir çözüm getirmez. Kapanan, konkordato ilan eden veya iflas eden şirketleri poşet ile kurtaramazsınız. Üretim ekonomisi gerekir. Sağlıkta ciddi atılım yaptığını söyleyen bu iktidar, ne yazık ki sağlıkta şiddeti de artırmıştır. Çünkü hastaların, hastanelerde maruz kaldığı kötü muameleyi durdurmadan, bazı çalışanların yada bazı hekimlerin insana yakışmayacak davranışlarını sorgulamadan ciddi bir çözüm bulunamazsınız. Bir doktor ??işine gelirse, git kime şikayet edersen et?? gibi bir cümle kurarsa şiddete davetiye çıkarmış olmaz mı? Her türlü hatalı girişimlerine rağmen, vatan savaşında birlik olmayı unutmamalıyız. Önümüzdeki tehlike görünenden çok daha büyüktür. Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.