Osman Aydoğan


Üzerinde konuşulmayan konusunda susulmalı


Dili felsefenin merkezine oturtan 20. yüzyılın en önemli filozoflarındandır. Kişinin ve toplumun düşünce ufkunu dilin sınırları ile belirlediğini iddia eden tek filozoftur? Mantık ve dil felsefesi konularında yaptığı çalışmalarla modern felsefeye önemli katkılarda bulunmuştur. İşte bu filozof Avusturyalı Ludwig Josef Johann Wittgenstein´dır (26 Nisan 1889-29 Nisan 1951) Ölümünden sonra, defterlerinden, makalelerinden ve ders notlarından seçilmiş birçok yazısı yayınlanmış olmasına rağmen, hayatı boyunca yayınladığı tek kitap, 1921´de Cambridge´de Bertrand Russell´in gözetimi altında bir öğrenciyken yayınlanan Tractatus logico-philosophicus isimli eserdir. (Türkçede; Tractatus logico-philosophicus, Ludwig Wittgenstein, çeviri: Oruç Aruoba, YKY yayınları, İstanbul 1996) (Tractatus Logico-Philosophicus, Ludwig Wittgenstein, Metis Yayınları, 2008) Kendisine doktorasını sağlayan Tractatus´un yayınlanmasıyla felsefenin bütün problemlerini çözdüğüne inanır, çalışmalarını bırakır ve ilkokul öğretmenliği, bir manastırda bahçıvanlık ve kızkardeşinin Viyana´daki evinin mimarlığı gibi çeşitli işlerle ilgilenir. Daha sonra, 1929´da, Cambridge´e dönerek bir öğretim görevi üstlenir ve daha önceki çalışmalarını gözden geçirir. Ölümünden sonra yayınlanan ikinci şaheseri ´´Felsefî Soruşturmalar´´ ile zirvesine ulaştığı yeni bir felsefî yöntem ve lisan anlayışı geliştirir. (Felsefi Soruşturmalar, Metis Yayınları, 2007) Wittgenstein´in tek eseri Tractatus, felsefenin belirli bir dönemine son noktayı koyar; filozofun kendine göre bile, felsefe "tükenmiştir" artık. Çünkü "üzerinde konuşulamayan konusunda ?´susulmalı"dır. Bu ifade Tractatus´ta son cümledir. Tractatus bu cümleyle biter; "üzerinde konuşulamayan konusunda susulmalı." Tractatus´un girişindeki cümle de şu şekildedir; "Dünya şeylerden değil, olgulardan oluşur." Bütün felsefe problemlerini bir dil problemine indirgeyen Wittgenstein´ın düşüncesinin merkezinde, dilin kapsamını ve sınırlarını belirleme problemi vardır. Ona göre, dili kullanma, dili anlama, insanları başka varlıklardan ayıran biricik şey, insan yaşamının özünü oluşturan dokudur. Wittgenstein bu bağlamda iki temel sorunun gündeme geldiğini söyler: Dilin dünyayla olan ilişkisi nedir? Dilin düşünceyle olan ilişkisi neden meydana gelir? Wittgenstein bilginin temelinde mantığın olduğunu ve bilginin sınırlarını da yine mantığın belirlediğini söyler. Wittgenstein´nın esas görüşü şudur: ?Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır.? Wittgenstein´in dil üzerine diğer görüşleri de şu şekildedir; "Dil, yalnızca taşıt değil, aynı zamanda şofördür." "Dil, yollardan oluşan bir labirenttir. Bir yönden geldiğinde yolunu bilmektesindir; aynı yere başka bir yönden geldiğindeyse yolunu kaybetmişsindir artık." "Dil dünyayı resmeder." Bu yazımda Wittgenstein´in sözlerine yer verirken felsefî bir kavramı anlatmada tercümenin yetersiz kalacağını düşünerek orijinal Almancasını da yazmayı denedim. Almanca bilenler Almancasından takip ederlerse Wittgenstein´i daha iyi özümseyeceklerdir. Wittgenstein Tractatus´un önsözüne şöyle başlar; ?´Bu kitabı belki de bir tek, içinde dilegelen düşünceleri ? ya da benzer düşünceleri ? kendisi de zaten bir kez düşünmüş birisi anlayacak.´´ (Dieses Buch wird vielleicht nur der verstehen, der die Gedanken, die darin ausgedrückt sind ? oder doch ähnliche Gedanken ? schon selbst einmal gedacht hat.)