Osman Aydoğan


Uyan Sunam Uyan


Fahri Kayahan hakkında ?´Malatya Günlüğü´´ sitesinde özetle aşağıdaki bilgiler yer alır. Fahri Kayahan hakkında anlatılanlar zaman içinde birer efsaneye dönüşür. Kısıtlı bilgiler etrafında oluşturulan senaryolar Fahri Kayahan´ın gerçek hayat hikayesine ulaşmayı imkânsız kılar. Bu yüzden Fahri Kayahan hakkında bahsedilenler çoğunlukla rivayetten ibarettir. Fahri Kayahan 1918 yılında Malatya´da doğar, orta ve lise tahsilini Malatya´da tamamlar. Babası Malatya´nın en büyük manifatura dükkanına sahip olduğu için genç Fahri bu dükkânda çalışır. Bu nedenle de çok şık giyinir. Fahri´nin gözü müziktedir. Her zaman bir enstrüman çalmak, türkü söylemek ister. İlk önce bağlama çalmaya heves eder ve bir süre bağlama çalar. Daha sonra Karaköylü Reşat Dayı´dan tambur dersleri alır. Fahri Kayahan´ın müzik yaşamındaki en önemli olaylardan biri de bağlamayı bırakıp tambur çalmasıdır. Genç Malatyalı Fahri, katıldığı bir düğün sırasında Fahriye isminde genç ve güzel bir kızla tanışır. Malatya´nın ileri gelen ailelerinden olan Hamikoğulları´ndan Hacı Ağa´nın kızı Fahriye ile 1933 yılında evlenir. Hacı Ağa konağına iç güveyi giden Fahri kısa zamanda bu konakta yapılan müzik toplantılarının tanınmış simaları arasına girmeyi başarır. Konakta keman, piyano, ud, tambur gibi enstrümanlar bulunmaktadır. Hacı Ağa keman çalmakta, damadı Fahri de ona tamburu ve sesi ile eşlik etmektedir. (O yıllar Malatya´nın büyük konaklarında düzenli olarak müzikli ziyafetler olur, müzik halkın yaşamında önemli bir yer tutar ve bir çok insan enstrüman çalmayı bilir... Bu gelenek o zamanlar sadece Malatya´da değil, Yozgat´tan Kayseri´ye bütün bir Anadolu şehirlerinde vardı? Bir de şimdiki Anadolu´nun şehirlerinin çorak halini düşünün. Nereden nerelere geldik?) Bir süre sonra Fahriye Hanım hamile kalır ve 1934 yılında Suade ismini verdikleri bir çocukları olur. Fahriye ve Fahri Kayahan çifti mutluluk içinde yaşamlarını sürdürmektedir. 1936 yılının Ocak ayının son gününde, 30 Ocak´ı 31 Ocak´a bağlayan gecede, Fahri Kayahan´ın sonraki yaşamında derin izler bırakacak ve onu her zaman acı çekmeye mahkum edecek bir olay yaşanır. Bu olay hakkında anlatılan birçok hikâye mevcuttur. Hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğu bilinmemektedir. Fahri Kayahan´ın hayatını değiştiren bu talihsiz olay ile ilgili en çok anlatılan rivayet şöyledir; Malatyalı Fahri´nin eşi Fahriye Hanım güzelliği ile Malatya´da tanınan birisidir. Kendisi ile evlenmek isteyenler olmuştur. Fahri ile evlenmesi sonucunda kıskananlar bu durumu kabullenemeyenler bir oyun tertip etmişlerdir. Bir akşam Fahri´yi arkadaşları ile birlikte sazlı sözlü bir eğlenceye çağırmışlardır. Fahri fazla miktarda alkol almıştır. (Bazı kaynaklara göre Fahri Kayahan alkol ve sigara kullanmaz) Gecenin ilerleyen saatlerinde Fahri´ye ?senin hanım hakkında sağda solda kötü söylentiler var, hatta vücudunun mahrem yerinde bir ben olduğu dahi herkes tarafından söyleniyor? gibi sözler söylenmiştir. Alkolün de verdiği etkiyle Fahri gözleri dönmüş bir vaziyette evine koşar ve Fahriye hanımın canına kıyar. Sabaha kadar Fahriye hanımın başında bekler ve o sırada ?Uyan Sunam Uyan? isimli bestesini ilk kez söyler. Olayın aslı ise şöyledir; Fahri´yi gece eğlenceye çağıranların hanımları bir kaç gün önce Fahriye Hanımı hamama çağırırlar ve vücudundaki ben izlerini görürler. Bunları kocalarına anlattıktan sonra Fahri Kayahan´a böyle bir oyun tertip edilir. Fahri ertesi gün gerçeği anladığında artık çok geçtir. Fahriye hanımın kardeşlerinin canına kıyacağı korkusuyla bir daha Malatya´ya dönmemek üzere İstanbul´a gider. Bir başka rivayete göre de Fahriye bu dedikoduları kaldıramaz ve intihar eder. Ailesinin şikayetçi olmaması ve Fahri´nin de bir karıncayı dahi incitmeyecek bir yapıda olması bu rivayeti de güçlendirir.