Tarihin en uzun gecesinden
Pazarlarda aynı kan
Aynı paranın değiş tokçusunda
Karanlık çarşılar
Aynı kanlı tarih her defasında
Bir biz kaldık bu kadar içindeyken hayatın
Ölüme yakın duran
Bir de on binlerin korosunda haykıran
İntifada intifada
İki güzelliğimiz vardı bizim
Ufkumuzdan inen
Ve bir daha geri dönmeyen iki güzelliğimiz
Birini kurşunlar, ötekini ofset baskılı resimler aldı
Otuz üç kurşun sıkıldı her birimize
Kutuplar kadar uzak, baba ocağı kadar yakın
Doğunun gündüz ve gecelerinde
Otuz üç yıldız
Hala ışığını gönderiyor bize
Birkaç çakmaktaşı cebimde gezdirdiğim
Birkaç karanfil
Yol için ipek, uyku için maya
Kalbiniz için
Kara bir yemin gibi çırılçıplak
Kelimeler getirdim
Kaybolmuş yüzyılların vatanında
Ölümün erken takibe aldığı çocuklar
Dağlarda değilim sizinle birlik
Yalnızca mataranıza su vermeye geldim
Nazım kadar coşkulu
Argon kadar asık
Lorca kadar yaralı
Serap ile hakikat arası
Çağın asamadığı uçurumlarda
Gider gelirim gider gelirim
Efsanelerin çeşitlendiği yol ağızlarındaki büyü kamaşma
Anda gizlenen zaman
Ateşin alesta dili
Bitkiler, otlar, kökler
Dağlanmış dil, narin rengi
On binlerin dönüştüğü uğuldarken
Doğunun yeni defteri
Topraktan çoban yıldızına değin
Her yer her şey karanlık bir pusuda
Yazının, tekerleğin, tarihin
İlk çocuklarından
Ey büyük Mezopotamya
İki bin yıllık gece
Dön geri bak
Kardeşlerim ölüyor kalbimin doğusunda
MURATHAN MUNGAN
Sizlerle Murat Munga´nın şiirinin tamamını veremesem de bir kısmını paylaşmak istedim. İçimiz daha duygu dolu daha umutlu olsun istedim. Sanattan uzaklaşmak bizi ne kadar da makinalaştırıyor. Her gün kendimizi biraz şımartalım. Edebiyat, müzik, resim bize ilaç gibi gelecek ve bizi iyileştirecektir. Kitap okuyalım örneğin, şiir okuyalım ruhumuzu besleyelim. Sevgiyle kalın?