Şaban Külhancıoğlu


ÜNİVERSİTE HASTANESİNİN ACİL SERVİSİNE ACİL MÜDAHALE!


Geçen hafta rahatsızlığım sebebiyle Üniversitenin acil bölümüne gittim. Beni karşılayan görevlilere göğsümdeki ağrı şikayetimi ilettiğimde, pek de ciddiye alındığımı söyleyemem. ´´Bir sen eksiktin´´ der gibi personelin suratında bir yılgınlık ve bezginlik hemen seziliyordu. ´´İçeri kalabalık, şöyle bir kenarda bekle´´ dediler. Beklemeye başladım başlamasına da, benden önce koridorda üç kişinin daha olduğunu gördüğümde; ´´bu gidişle işimiz Allaha kaldı´´ demekten kendimi alamadım. Ne kadar bekledim bilemiyorum. Bir süre sonra beni acil müdahalenin yapıldığı bölüme aldılar. Aman Allahım! içeri ana baba günü gibiydi. Uzman doktor mu veya stajer öğrenci mi bilemediğim genç biri sanki acele bir yere gidecekmiş gibi benden şikayetimle ilgili bilgiler alamaya çalıştı.Bende o telaş içerisinde bir şeyler söylemeye çalıştım.. O kargaşa içinde nasıl bir teşhis kondu bilemiyorum fakat müdahale yapmaya başladılar. Elime kan yolu açıldığını,kan alındığını,ağzıma bir aspirin verildiğini hatırlıyorum. Sonradan fark ettim ki, acil servisin bu bölümünde yaklaşık 20 hastanın hepsine de tek doktor, iki hemşire, iki hasta bakıcı yetişmeye çalışıyorlardı. Personel yetersizliği apaçık fark ediliyordu. Hele hele o hasta bakıcılar hangi hastaya yetişeceklerini bilemiyorlardı. Buna rağmen haklarını teslim etmeliyim ki doktor, hemşireler ve hasta bakıcılar can siperane bir gayretle hizmet ediyorlardı. Kaç saat kaldım bilemiyorum ama içerisinin havalandırması çok kötü olacak ki sırtım terden ıslanmaya başlamıştı. Acil bölümünün duvarlarında boya ve ahşap dekorasyonlarda deformasyon vardı. İnsanın içini karartıyordu bu durum. Bir ara o kadar hasta yoğunluğu oldu ki,giriş kapısının önünde beş altı hasta sedyede sırada beklemeye başladı. Tabi ki bu yoğunluk tüm personelin motivasyonunu ve hizmet kalitesini düşürüyordu. Bu durum bazen hasta ile personel arasında tatsız diyaloglara da sebep oluyordu. Bazen bir hastane servisinden ziyade bir panayırı andırıyordu görünen manzara.. Beş altı saatin sonunda yapılan bir iki tetkik ve kontrolden sonra beni taburcu ettiler. Daha sonra yaptığım değerlendirmede; o yoğunluk ve kargaşa içinde yine de benimle ilgilenilmesini bir şans olarak görüyorum. Şimdi... Derdimiz üzüm yemek bağcıyı dövmek değil. Hastane yetkililerinin, hastanenin bir gelinin duvağı gibi olan acil bölümüne acil olarak tedbirler alması gerekiyor. Hasta kabulden tutun, muayene ve müdahale bölümlerinin en başta personel açığının tez elden giderilmesi gerekiyor. Doktor,hemşire,hasta bakıcı sayısının artırılmasına ve yeni ilave muayene odalarının eklenmesine tez elden ihtiyaç olduğu görülüyor. Mevcut odaların bir güzel boya ve dekorasyon işlerinin elden geçirilmesinin uygun olacağını düşünüyorum. Acil bölümünün kaç yılında yapıldığını bilmiyorum ancak bu haliyle Kayseri ve civar illere cevap veremediği çok belli.. Kayseri Devlet hastanesi acilinin yaptığı bir atılıma benzer Üniversiteninde acil bölümünde bir atılım yapması şart gibi. Üniversite Hastanemiz Kayserinin yüz akı. Acilinde ona yakışır bir görünüm ve işleyişe kavuşmasını umuyoruz. Saygılarımla