Oğuz Gümüşkaynak


Ülkemde Basın Bayramı


2. Meşrutiyet döneminde basında sansürün kalktığı gün olarak belirtilmiş 1946 yılından itibaren 24 temmuzlar basın bayramı olarak kutlanmıştır ve bu gelenekte günümüze kadar sürmüştür. Özde ülkemde tam bir basın özgürlüğü varmıdır yokmudur varsa ölçüleri nelerdir. Bir ülkede gazetecileri mahkumsa darbe dönemlerde örfi idarelerde OHAL yasalarında gazeteler toplatılıyorsa gazeteler kapatılıyorsa gazeteciler özgürce konuşup özgürce söylemlerini yazıya dökemiyorsa ülkemde gazete okuma oranı çok düşükse siz hangi basın bayramını basın adına kutlarsınız ve gazinin söyleminde olduğu gibi basın halkın müşterek sesi olur mu. Bir ülkede yandaş medya muhalif medya terörist medya diye basını parçalarsanız bu ülkede haber almaya da verilen habere de hangi ölçülerde güven duyulurki. Cematin gazetesi milliyetçilerin gazetesi devrimcilerin gazetesi merkez sağın yada merkez solun gazetesi diye ayrıştırmayı gazetelerden yaparsanız bu ayrışma ister istemez halka yansır ortada ne basının özgürlüğü nede basının güvenilirliği diye bir eylemle buluşmanız mümkün değildir. Basından kim korkar basından suçlular korkar. Basından kim korkar basından sahtekarlar korkar basından kim korkar her gün kendi muhaliflerin karşısına çıkmadan kendi yandaşlarının önünde esip yağanlar korkar basından kim korkmaz tuzu kurular alnı açıklar korkmaz. Her gün yazılı ve görsel medya çıkıp nutuk atacaksın senin karşıtın diyecek ki gel istediğin gazetede istediğin televizyonda istediğin yöneticinin karşısında tartışalım söyleminden korkanların hedefi basındır bugün muhalif ve tutuklu gazeteciler hakim karsısında bir ülkede sadece beni dinleyeceksiniz beni okuyacaksınız diyenler bir Kızılderili sözü vardır derki sadece sen konuşursan etrafında ne konuşulduğunu duymazsın