Osman Aydoğan


Tutunamayanlar (3)


?´Tutunamayanlar´´, ayrıca insanın içindeki Olric´iyle tanışmasını sağlıyor: - Gözden ırak, gönülden de ırak olur mu efendim? - Hayır Olric... Yüreğinde bir yer açıp oraya oturttuğun her kimse, seninle birlikte gider her yere. - Ben kötü biri miyim efendim? Yüreğimde giden onca insanın yüreğinde bir yerim olduğuna neden inanmakta zorlanıyorum? - Onlar gerçekten gittiği içindir Olric... - İnsanlara zor olmuyor mu Olric? - Ne zor olmuyor mu efendimiz? - Her sabah iki yüzlerini yıkamak Olric. - Keşke nedir Olric? - Hatalarımız efendimiz. - Çok mu hata yaptık? - Keşke diyecek kadar efendimiz. - Elimizde olmayan şeyler var Olric... - Ne efendimiz? - Elleri Olric, elleri! - Olric, bana edilgen bir kelime söyler misin? - Emin mi siniz? - Evet Olric. Hem de en yakıcı olanını söyle! - ´?Silinmek´´ efendimiz. Yeterince edilgen mi? - Fazlasıyla edilgen... - ?´Zaman´´ sözü çok can yakar be Olric, ne çok can yakar. - Öyle ama zaman her şeyin ilacı derler efendimiz. - Madem öyle fazlası intihara girmez mi Olric? - Gitme vakti geldi Olric. - Nereden gitme vakti geldi efendimiz? - Kalbinden Olric kalbinden. - Hiç gelmemiştiniz ki efendim. - O zaman neden bu kadar canım acıyor Olric? - Çünkü hep kalbindesiniz sanmıştınız oysa bi kere bile sizi kalbine almamıştı efendim. - Beni neden uyarmadın Olric ? - Aşkından sağır olmuştunuz efendim. - Anladım Olric? - Sus Olric! Düşünüyorum. - Düşünmek ne haddinize efendimiz? - Descartes düşündükçe var oluyordu Olric. - Descartes düşündükçe var olur, siz düşündükçe yok olursunuz efendimiz. - Herkes geçer diyor, geçer mi Olric? Herkes ne bilir acımı, herkes ne bilsin acımızı! Yaşar gibi yapmaktan, özlemez gibi yapmaktan, iyiymiş gibi yapmaktan, nefes alıp onu içimde tutmaktan, o nefeste boğulmaktan sıkıldım. Ki nefessizlikten değil nefesten boğulmaktır marifetimiz Olric. - Evet efendimiz. - Bana katıldığını bilmek güzel. Arada ses vermen güzel. İçimin sesi de olmasa ölürüm yalnızlıktan! - Biliyor musun Olric ? - Neyi efendimiz? - Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı - Neden efendimiz? - Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim? - Hayatta üç yanlışım oldu Olric. - Ne gibi efendimiz? - Tanıdım, inandım, güvendim. Ama bir doğrum oldu. - O nedir efendimiz? - Sevmek Olric. Fakat sende bilirsin ki üç yanlış bir doğruyu götürür. - Gidelim efendimiz? - Çok çeşitli bıçak koleksiyonum var Olric. - Nerede efendimiz? - Sırtımda Olric, sırtımda... ?´Biliyor musun Olric, aslında insanı acıtan şey insanın yalnız kalması değil, sevdiğinin kokusunun bir başkasının üzerine sinmiş olma ihtimalidir.´´ ´´Bütün hayatımızı yersiz çekingenliklerle mi geçireceğiz Olric? Cesareti yalnız kafamızda mı yaşayacağız?´´ "Azım Olric... Azımsanıyorum. Azım sanıyorum..." Aşağıda sunacağım ve ?´Tutunamayanlar´´ romanından noktasına, virgülüne dokunmadan kopyalayarak aynen aldığım uzun bölüm ise muhtemeldir ki çok yakın gelecekte (!) yaşayacaklarımızı anlatıyor: "... mahkemede, suçlu sandalyesinde, bilerek ya da işledikleri suçları bilmek zahmetine katlanacak kadar dahi düşünmediklerinden bilmeyerek, eziyet eden, hor gören, aşağılayan, ihmal eden, aldırmayan, unutan, kötüleyen, alay eden, ıstırabı paylaşamayan, insanlar arasına duvarlar çeken, küçümseyen, çaresiz bırakan, yalnız bırakan, terkeden, baskı yapan, istismar eden, ezen, cesaret kıran, iyilik etmeyen, değer vermeyen, kalbi temiz olmayan, doğruyu yanlış gösteren, yanlışı doğru gösteren, samimiyetsiz, insafsız, korkutan, yanına yaklaştırmayan, başkasının yaşama hakkına saygı duymayan ve kendinden memnun olabilmek için her davranışı meşru sayan onlar.