Osman Aydoğan


The Post


12 Ocak 2018 tarihinde gösterime giren usta yönetmen Steven Spielberg´in bir filmi var? Tom Hanks ve Meryl Streep´in başrolde olduğu ?´The Post´´ filmi? . Meryl Streep filmde Washington Post gazetesi sahibi ve Amerika´nın ilk kadın gazete yayıncısı Katherine Graham´ı (Kay) canlandırıyor? Film Vietnam Savaşı´nı bitiren ve Başkan Nixon´ın koltuğunu sallandıran Pentagon Belgelerini yayımlama kararı alan Washington Post gazetesi çalışanlarının hukuk ve basın mücadelesini konu alıyor. Biraz daha detaya girecek olursam: Filmin giriş sahnesi Vietnam Savaşıdır. ABD Vietnam bataklığında debelenip asker kaybederken Vietnam´a cephede ne gibi sorunlar yaşanmaktadır diye bir gözlemci göndermiştir. Gözlemci de gördüklerini rapor eder: Rapor ABD halkının ve senatonun uzun yıllar boyunca Vietnam konusunda yanıltıldığını ortaya koymaktadır. Vietnam´da ABD´li askerler ölmektedir. Durum hiç de iç açıcı değildir. Oysa bu savaşın kazanılamayacağı en başından bellidir ve iç siyasette kullanılmak için Vietnam´a ilave askerler gönderilerek savaş sürekli uzatılmaktadır. Ancak Savunma Bakanı Robert McNamara kamuoyuna olumsuz raporun aksine siyasetinin gereği ??zafer´´ yolunda açıklamalar yapar. Suskun kalmaya vicdanı elvermeyen gözlemci birkaç yıl sonra bu gizli belgeleri The Times (The New York Times) gazetesine verir. 13 Haziran 1971 tarihinde The New York Times Yazarı Neil Sheehan, tarihe ?´Pentagon Papers´´ diye geçecek ilk belgeyi yayımlar. Belgeler özetle Amerika Devleti´nin Vietnam Savaşı ile ilgili kamuoyuna söylediği yalanları ifşa etmektedir. Belgeler yayınlandıktan hemen sonra gazete hükumet tarafından uyarılarak vatan hainliği ile suçlanır ve belgelerin yayınlanması yasaklanır. Daha sonra da devlet sırlarının açığa çıkarılması casusluktur diyerek The Times´a dava açılır. Bunun üzerine gözlemci, belgeleri Washington Post gazetesine verir. Filmin ikinci yarısı The Times gazetesine dava açılmış ve belgelerin yayını yasaklanmış olmasına rağmen Washington Post gazetesi elde ettiği bu belgeleri yayınlayıp yayınlamama tartışmasıyla geçer ve sonunda belgeleri yayınlama kararı alarak belgeleri yayınlarlar. Bu şekilde aynı davaya Washington Post da dâhil olur. Sonuçta mahkeme Vietnam savaşı ile ilgili gizli belgelerin gazetede haber yapılmasının basın özgürlüğü olduğuna, casusluk olmadığına karar verir. Filmin sonunda mahkeme kararı verilirken gerekçe olarak basın özgürlüğünün ABD kurucu büyüklerinin değerlerinden olduğu söylenir? Film bu kadar? Ancak film Steven Spielberg´in filmi olunca insan ister istemez filmde gözünü dört açması gerekiyor. ?Kötüler vardır ama atalarımızın kurduğu sistem iyilerin kazanmasına olanak tanır? düsturuyla hareket eden, ?Amerikan Rüyası?na inanmaktan vazgeçmeyen ve ?Amistad? (1997) ve ?Lincoln? (2012) gibi filmlerde ülkenin kurucu yasalarına olan güvenini tam olarak dile getiren Steven Spielberg ?´The Post? filminde de nasıl bir mesaj verecek diye merakla bekliyor insan? . Steven Spielberg bu filmde de ülkenin kuruluş ilkelerine ve Anayasası´na referanslarla bir kez daha ABD´yi taltif etmekten geri kalmıyor. Ama öte yandan - Spielberg´e haksızlık da etmemek lazım - mesleki dayanışmanın önemi ve gazetecilerin devletin değil kamunun çıkarını gözetmesi gerektiği gibi mesleğin evrensel ilkelerinin mesajlarını da veriyor. Ve medya-sermaye-devlet ilişkileri konusunda da üzerine kafa yorulmayı hak eden malzemeler sunuyor. Film, Oliver Stone´un Vietnam dramalarının aksine, ana hattıyla Vietnam savaşına ve orada olan bitene karşı değil, sadece savaşın kaybedilmesine ve kamuya yalan söylenmesine karşı. Yani filmin esas problemi Vietnam halkına yapılan acımasız saldırı veya savaş ahlâkını bile yerle bir eden ihlaller değil. 13 milyona yakın sayıda Vietnamlının katledilmesi ve Amerika´nın emperyalist emelleri hiç değil. Film, yetkilileri sadece savaşı kaybetmekle ve halkı bilgilendirmemekle suçluyor. Basın da olaya bu bakış açısıyla yaklaşıyor, ?kaybediyormuşuz, bizi bilgilenrdirmediler ve bize yalan söylediler, Amerikan evlatları boşuna öldü?? diyor. Kaygı bu? Vietnam´ın evlatları kimsenin umurunda değil.