Filistin´de yaşanan saldırıların üzüntüsü ile önceliklerimiz adeta değişti. Hepimiz neredeyse doların yükselmesi ile kötü olan ekonominin daha da kötüleşmesinin, ülkede hızla devam eden seçim sürecinin önüne aldık masumların acılarını. Elimizden geldiği, gücümüzün yettiği tepkileri göstermeye üzüntülerini acılarını hissetmeye çalıştık. Yaşanan zulüm ve vahşet karşısında taş atarak lanet olsun diye tepki göstererek ya da sadece bizim ülkemizin tek başına mücadele vererek aşılabilecek anlaşmazlık değil. Seyirci kalan diğer Müslüman olan ve hatta Müslüman olmayan ülkelerin bile karşılarında durması gereken barbarlık. En kısa sürede tüm Dünya devletlerinin bir araya gelmesi gerekir. İsrail ve ABD freni patlamış araç, pimi çekilmiş bomba misali nerede patlayacağı kimlerin yaşamını zehirleyeceği belli değil. Orta Doğu´yu kana bulamaktan vazgeçmeyen, yeni senaryolarla hangi ülkelerde pazar açacağı belli olmayan kendini Dünyanın hamisi sanan Trump durdurulmalı. Geldiği günden beri ülkesine ve çevresine zor anlar yaşatmakta. Trump´ın başkan olduğu sürece savaş ve işgalcilik hep süreceğe benziyor. Gördüklerimizin daha ötesinde hamleler olacağa benziyor. Coğrafya üzerinde adım adım yürüttüğü politikalar kanla savaşla yağmayla son bulmuştur. Peki, Arap birliği bu konuda nasıl adımlar atacak? Şimdiye kadar sadece kınadı. Somut adımlar atılamadı. İsrail ve ülkemiz karşılıklı restleşirken sadece seyirci kalındı. Tüm Müslüman ülkelerle birlikte zengin Arap ülkeleri de bir şeyler yapmak zorunda. Taşın altına ellerini koymalılar. Yoksa bu ateş büyüye büyüye tüm mahalleyi yakacak. Bugün sana dokunmayan yılan kısa bir süre sonra seni de kıskıvrak yakalayacaktır.
