ERDİNÇ SANDALCI


TARAFSIZ GÖZLERLE...


Fenerbahçe önceki gece kendi saha ve seyircisi önünde Konyasporla karşılaştığı maçta, seyircisinin kendisinden beklediği futbolu ortaya koymasından yine uzakta göründü..Hemde rakibinin on kişi kalmasına rağmen...

Lafı dolandırmaya gerek yok..Doğruyu söylemek gerekirse ki gerekir,  oda Fenerbahçenin menfaatleri ve çıkarları doğrultusunda..

Konyaspor maçı dahil Fenerbahçenin sezon başından bu yana, takımın kalecisinden ileri  ucuna kadar büyük paralarla transfer edilen futbolcular içinde Allah aşkına bana kaç tane büyük takım futbolcusu özelliğine sahip oyuncu  parmakla gösterebilirsiniz?..

Zaten olmuş olsa şu ana kadar hem takımın iskeleti belli olur ,hem oturmuş bir takım düzeyinde hem de puan cetvelinin alt sıralarında olmamış olurdu..

Sezon başında Comolli tarafından büyük paralarla transferleri gerçekleştirilen , Fenetbahçemize hiç mi hiç yakışmayan kalitesi, kapasitesi, zekası düşük , kimliklerini hala ortaya koymakta zorlanan futbolcularla sezonu nerede bitireceğimiz haklı olarak şahsım ve taraftarlarımızca merak ediliyor...

Bu Silimani denen futbolcu müsfettesi fosili ve diğerlerini çok aradılar mı?..Bunları tavsiye eden ve kulübümüzü maddi ve manevi zarara sokan Cambaz menajerle yollarınızı ayırmanın hala zamanı gelmedi mi?..Denenmişte ısrar etmenin hazin gerçeğini bugünkü tabloya bakıp   görüp okuyamıyormuyuz?...

Kaleci Volkanın sezonun bir an önce bitmesini bekleyen bir hali var kalesinde..Önündeki savunmasıyla konuşamayan...

Kaptanlık , koluna pazu bandını takıp  rakip kaptan ve hakemlerle el sıkışmak değildir...

Devamlı oyunun içinde olan, oyunu geriden en iyi gören, okuyan takım arkadaşlarını olumlu yönde yöneten ve etkileyen kişidir, takımı seyreden değil...Takımının içinde bulunduğu durumu hala idrak edememiş Kaptan görünümünde...

Fenerbahçe de aslında değişen bir şey yok..Her maçı kazanmayı arzu eden , isteyen görüntüsüne ilerde gole dönük bir santraforun, orta alanda çabuk düşünen, hızlı oynayıp forvetin arkasına destek olacak , üçüncü bölgeye hareket getirecek savunma dengesini bozacak yaratıcı ve vurucu özellikli, keza aynı şekilde kanatlarda oynayan savunmasını ve orta sahasını ileriye taşıyan rakip takım üzerinde çoğalmayı sağlayan, toplu veya topsuz bire bir adam geçerek defansın arkasına  sarkacak , pozisyon yaratacak kanat oyuncusu özelliklerinden mahrum oluşu Fenerbahçeyi istediği gol ve gollerle buluşturamıyor.. 

Konyaspora gelince,  33 ncü dakikadan itibaren 10 kişi kalmasına rağmen, oyunu hiç bir zaman çirkinleştirmeden oyun disiplininden kopmadı..

İlk yarının bitimine az bir zaman kala attığı şık gole, hemen arkasından devre biterken Jailson´un ayağından yediği aynı güzellikte ki golle devre (1-1) kapandı..

Konyaspor ikinci yarıda da aynı düzen ve disiplin içinde oynamaya devam etti..Başarılı savunmasına hızlı oyun zenginliğini de katıp , zaman zaman kontrataklarla da tehlike yaratmaya çalıştılar...

Sonuç olarak Konyaspor istediği puanı almanın sevinci,  Fenerbahçe ise seyircisiyle birlikte kaybettiği puana üzülerek sahadan ayrıldı...

Ersun hocanın maç sonrası bu kadar hakem hataları varken hakemlere şirinlik muskası dağıtmasını da  şık bulmadım ..

Her maç sonrasında birilerini suçlamak ve mazeret üretmek yerine,  " VARA GÜVENMEK " ve takımın gol üretememesine çare aramak ve bulmak sanırım en doğru seçenek olacaktır...