ZEYNEP MÜLAYİM


Suyun Ayak Sesi


bahçemiz bilgeliğin gölgesinin düştüğü taraftaydı.
bahçemiz duyguyla bitkinin düğümlendiği yer,
bahçemiz bakışın, aynanın ve kafesin kesişim noktasıydı.
bahçemiz belki de mutluluğun yeşil çemberinin bir yayıydı.
tanrının ham meyvasını çiğniyordum o gün uykuda,
suyu felsefesiz içiyor,
dutu, bilgisiz topluyordum.

bir nar çatladı mı el tutku fıskiyesine dönüşüyordu
bir çayırkuşu öttü mü yürek dinlemenin zevkiyle yanıyordu

bazen yalnızlık, yüzünü camın arkasına dayar,
kah coşku gelir, elini duygunun boynuna dolardı.
düşünce oyun oynardı.
hayat, bir bayram yağışı, sığırcık dolu bir çınar gibi bir şeydi
hayat o zamanlar, bir ışık ve oyuncak bebek sırasıydı.
bir kucak özgürlüktü.
hayat o vakitler bir müzik havuzuydu.

çocuk parmaklarının ucunda yavaş yavaş uzaklaştı yusufçuklar sokağından.
yükümü bağlayıp çıktım yeğni hayaller şehrinden.
yüreğim yusufçuk gurbetiyle dolu.

ben dünyaya konuk gittim:
ben keder ovasına,
ben irfan bağına,
ben bilimin aydınlık eyvanına gittim.
dinin basamaklarını çıktım,

şüphe sokağının sonuna kadar,
gönül tokluğunun serin havasına,
muhabbetin ıslak gecesine dek gittim.
aşkın öbür ucunda biriyle buluşmaya gittim.

gittim, gittim kadına kadar,
hazzın çırasına kadar,
tutkunun sessizliğine,
yalnızlığın kanat sesine kadar.

neler görmedim ki yeryüzünde:
bir çocuk gördüm ay´ı kokluyordu.
kapısız bir kafes gördüm,
içinde, aydınlık kanat çırpıyordu.
bir merdiven gördüm,
aşk onunla melekler âlemine çıkıyordu.
bir kadın gördüm, havanda ışık dövüyordu.
öğlen, sofralarında ekmek vardı, yeşillik vardı
şebnem tepsisi vardı,
sevginin sıcak kasesi vardı.

bir dilenci gördüm, sokak sokak gezip çayırkuşunun şarkısını dileniyordu.
bir kavun kabuğunun önünde eğilen bir çöpçü gördüm.

bir kuzu gördüm, uçurtmayı yiyordu.
bir eşek gördüm yoncayı anlıyordu.
?nasihat? otlağında tok bir inek gördüm.

bir şair gördüm, ?siz? diyordu bir zambağa hitap ederken.

bir kitap gördüm, kelimeleri billurdan.
bir kâğıt gördüm, bahardan.
bir müze gördüm yeşilden uzak,
bir cami gördüm sudan uzak.
umutsuz bir fakihin yastığının ucunda
sorularla dolup taşan bir testi gördüm.

bir katır gördüm, yükü yazı
bir deve gördüm, yükü ?hikmet ve nasihat?in boş sepeti.
bir arif gördüm, yükü ?tenenaha ya hû?

Sohrab Sepehri

 

Bugün şiirle soluklanalım, zenginleşelim istedim. Daha öncede paylaşmıştım suyun ayak sesleri adlı şiiri. Çok uzun olduğu için zaman zaman farklı bölümlerini yazıyorum. Güzel duygularla kalmanız dileğiyle. Sevgiyle kalın?