Osman Aydoğan

Tarih: 21.12.2017 10:46

Suç ve suça iştirak!

Facebook Twitter Linked-in

26 Haziran 2017 günü gazetelerde ?´Yok böyle vicdansızlık...´´ başlığı ile şöyle bir haber vardı: ?´Koşmaktan yoruldu. Yürümekten tükendi. Sonunda kendini asfalta bıraktı ama onu otomobile bağlayan iplerden kurtulamadı. Bir köpeğin, sözde sahibi tarafından otomobilinin arkasına bağlanıp cansız bir beden gibi sürüklendiği görüntüler dehşete düşürdü.´´ Haberin görüntüsünde de bir otomobil ve arkasında ona bağlı yerde, asfaltta sürüklenen bir köpek ve bu görüntüyü çeken ve bu arabayı takip eden bir başka otomobil yer alıyordu. Sosyal medyada köpeği sürükleyen otomobil sürücüsüne epey bir tepki yağmıştı. 04 Aralık 2017 günü ise önce sosyal sosyal medyada sonra da basında bir haber ve görüntü paylaşıldı. Bu görüntülerde bir insan müsveddesi (?´hayvan´´ desem hayvanlara hakaret olur!) Erzincan şehir merkezinde bir bahçe duvarında yakaladığı bir yavru kediye işkence yapıyordu. Bu insan müsveddesi kediye yumruklar atıyor, daha sonra da muhtemel ki üzerinde dikenli tel bulunan duvara birkaç defa çarpıyor sonra da yere fırlatıp daha sonra da yerde can çekişen yavru kediye tekme atarak, hala ölmeyen kediyi yine tekmeyle üzerinden araçların geçtiği caddeye fırlatıyordu? Görüntülerde bu cani bu cinayeti işlerken etrafında bulunun diğer üç dört insanın da bu cinayeti seyrettiği görülüyordu. Yine aynı gün 04 Aralık 2017 günü yine sosyal medyada ve basında Mersin´de güpegündüz bir toplu taşım aracının, minibüsün içinde bir üniversite öğrencisi kızın şehir eşkıyaları tarafından kaçırıldığı haberi ve görüntüleri paylaşıldı. Kamera kayıtlarına göre yine bu olay esnasında minibüste bulanan diğer yolcuların tamamının ve minibüs şoförünün ise olayı sadece seyrettiği görülüyordu? Bu haberler sonunda kamoyunda asıl suçlu olarak köpeği sürükleyen otomobil sürücüsü, kediye işkence yapan insan müsveddesi ve kız öğrenciyi minibüsten kaçıran şehir magandaları, eşkiyaları suçlandı. Bence asıl suçlu bunlar değildi. Bence asıl suçlu olaya müdahale imkânı varken etmeyen diğer insanlardı. Asıl suçlu; arabasını hızlı sürüp bu öndeki otomobili durdurma imkânı varken durdurmayan, köpeğin sürüklenmesini seyreden, bununla da yetinmeyip bunu kameraya alan sürücüydü. Bence asıl suçlu insan müsveddesi kediye işkence ederken olayı hiçbir şey yapmadan seyreden diğer insanlardı... Bence asıl suçlu şehri eşkiyaları feryat figan halinde çığlık çığlığa eşkiyalara direnen genç kızı kaçırırken olayı seyreden diğer yolcular ve minibüs şöforuydü... Bu olayları seyredenlerin bu olayların faillerinden, bu insan müsveddelerinden daha fazla sorumluluk ve suçluluk sahibi olduğunu düşünüyorum... Çünkü toplumsal hastalığımızın tam da uç noktası burasıydı işte: Suçu seyretmek! Anlatmak istediğimi bir örnekle de açıklamak istiyorum: ABD´li sinema sanatçısı Jodie Foster´ın (pek kimse bilmez; Jodie Foster´ın asıl adı da Alicia Christian Foster´dir) Sarah Tobias rolüyle en iyi kadın oyuncu dalında Oscar ve Golden Globe ödülü aldığı, bir oyunculuk dersi verdiği ve gerçek bir hikâye üzerine kurulu ?´Sanık´´ isminde (Orijinal ismi: The Accused) 1988 yapımı bir filmi var. Filmin Almancasını izlemiştim ?´Angeklagt´´ ismiyle. Tabii filmin adına neden ?´Sanık´´ dendiği de anlamak zor. Çünkü filmdeki kadın sanık değil, davacıdır. Ayrıca filmde de tek bir sanık yok birçok sanık vardır. Filmde Sarah bir barda üç kişinin tecavüzüne uğrar. Ancak kalabalıkça bir grup da tecavüze engel olmadıkları gibi, seyretmekle yetinmeyip bir de tezahürat yaparlar. Konu mahkemeye intikal eder. Tecavüz eden bu üç kişi ceza alır. Sarah karara itiraz eder. Seyredenlerin de ceza alması gerektiğini iddia eder. Ancak mahkeme kabul etmez. Sarah bu seyredenler için avukat tutar bir başka dava açar. Sonuçta mahkeme bu seyredenlere tecavüz suçundan daha ağır ceza verir. Mahkeme başkanı final konuşmasında bu tecavüzü seyredenler için der ki; ?´Tecavüze engel olma imkânları vardı, olmadılar, tecavüze engel olmadıkları gibi bir de alkışladılar, tecavüzcülerden daha da ağır ceza almaları haktır.´´ Sinema ve tiyatro gibi sanat dalları topluma ayna tutarlar, toplumun kendisiyle yüzleşme araçlarıdır. Bu anlamda filmin aslında topluma esas vermek istediği mesaj; ?´bir suç karşısında sessiz kalanların aslında daha büyük bir suç işledikleridir.´´ Şimdi bu filmi burada bırakalım! Bir başka konuya geçelim. Çok değil, biraz, kaç yıl geriye gidelim:


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —