ZEYNEP MÜLAYİM


SOSYAL AĞLAR VE BİZ..


Genel de belli yaşın üzerinde insanlar ahhh nerede o günler diyerek özlemle yaşanmışlıkları yad ederler..  Döner dolaşır dünle bugünü anlatır karşılaştırırlar? Bizler de öyle değil miyiz? Eski ve yeni kıyaslamaları yapmıyor muyuz? Eskiden şöyle olurdu böyle olurdu diye. Yediğimiz yemeği sebzeyi bile anlatışımız bambaşka. Eskinin de yenini de kendine göre güzellikleri ve zorlukları var. Tabii herkese göre farklılıklar gösterir. Yemek içmek konusunu hızla geçiyorum başlarsak hiç çıkamayız. Lafı fazla evelemeden gevelemeden konuya birbirimize ne kadar zaman ayırabiliyoruz sorusuyla giriş yapmak istiyorum. Eşimizle, çocuğumuzla ve hatta kendimizle ne kadar ilgiliyiz. Nasıl vakit geçirebiliyoruz? Bu araştırmanın sonucu tam gaz sosyal medya ve asosyal düzen. Sosyal medyada geçirdiğimiz zaman bizden kimleri ayırıyor, neleri götürüyor? Belki inanmayacaksınız ama benim sosyal hesabım olmadığı için bu süre ne kadar olur bilememekle birlikte kişiden kişiye değişkenlikte göstermektedir. Facebook, Instgram, oyunlar vs? Anne, baba, çocuklar maaile herkes farklı bir dünyada yan yana devam ediyor yaşamaya. Hani bu durumu anlatan güzel bir espri var o da; elektrikler kesildi bizimkilerde iyi insanlarmış. Yapılan araştırmalarda, bilgisayar başında 7 saat, internette 5 saat, 3 saat ise sosyal medyada geçiriyormuşuz. İnternet kullanım oranı ise yüzde altmışlara ulaşmış durumda. Uzmanlar uyarıyor!!! Uyarı sadece çocukları da kapsamıyor. Ebeveynler de bu yanlışın içinde. Anne babalar çocuklarını ve birbirlerini bırakıp sosyal medyada harcıyorlar vakitlerini.  Boşanmaların en önemli nedeni olarak da sanal ortamda geçirilen vakit gösterilerek dikkat edilmesi gerektiği konusunda işin ehilleri uyarıda bulunuyor. Hal böyle iken ebeveynler öncelikle kendilerinden başlayarak durumu düzeltme örnek teşkil etme adına adımlar atmaya başlamalılar. Kitap okuma, film izleme, yürüyüş yapma , oyun oynama, ortak zaman yaratma vs?. Eskiden akşamları yemek masasında başlayan sohbetler misafirliklerle devam ederdi. Birbirimizle hep alakadardık. İlişkilerimiz güvene ve saygıya dayalıydı. Birlik beraberlik içinde yaşanırdı. Şimdiler de mahalleyi konuyu komşuyu bırakın aile içinde bile ilişkiler zayıflamış. Türk aile yapımız yozlaşmış durumda. Sosyal ağlarda avlanmış balıklar gibiyiz. Bu durumdan kurtulmak için bir şeyler yapmalı. Her şeyde olduğu gibi ilk adımı kendimizden başlayarak atmalıyız. Bağımlılıktan önce biz kurtulursak sevdiklerimizi de yanımıza alırız.  Daha kaliteli zaman geçirebiliriz. Kamu spotu gibi oldu ama farkındalık yaratma adına bugünden başlayarak sosyal medyada geçirdiğimiz zamanı kısaltalım ? Sevgiyle kalın?