Kızılderililer derki son ırmak kuruduğunda son ağaç yok olduğunda son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenilmeyen bir şey olduğunu anlayacak. Kızılderililer Amerika´yı istila eden Avrupalıların doğa katliamı karşısındaki söylemi yıllar öncesine ait olsa da günümüzde geçerliliği özelikle ülkemde hala sürdürmekte babamdan dinlemiştim. Dedem Sivas´ın Şarkışla ilçesinde buğday tüccarı imiş. Atatürk trenle Şarkışla´dan geçecekmiş derki babam bütün öğrenciler Şarkışla tren istasyonuna toplandık Atatürk´ü karşılayacağız öğretmenlerimiz elimize kırdıkları çam dallarını verdiler. Atatürk gelince Atatürk´e sallamak için tren gara girdi. Atatürk pencereden görününce biz var gücümüzle çam dallarını sallıyorduk. Bizi gören Atatürk´ün bir anda yüzü asıldı muallim diye bağırdı. Öğretmenimiz Atatürk´ün treninin bulunduğu vagondaki camın altına gitti. Atatürk´ün elini sıktı Atatürk öğretmenimizin elini sıkarken Atatürk var gücüyle bağırarak nasıl kıydınız bu çam dallarına bu dallar kolay mı yetişiyor diye bağırınca öğretmenimiz olduğu yerde çakıldı kaldı. Atatürk bir daha bir tek ağacın yaprağına zarar vermeyeceksin diye bağırarak camı kapattı içeri girdi tren yoluna devam etti. Öğretmenimiz bu azardan sonra günlerce kendine gelememişti diye anlatmıştı. Babam şimdi Atatürk´ün yıllar önceki anlayışını Kızılderililerin katliama karşı verdiği tepkinin üzerinden yıllar geçti ama özellikle benim ülkemin dağları ormanları ırmakları son yıllarda rant uğruna Mustafa Kemal´in bıraktığı Atatürk orman çiftliği Mustafa Kemal´in eseri olduğu için ODTÜ bir çok bilim adamının yetiştiği aydınlık Türkiye geleceğinin mimarlarının gözü olduğundan dolayı kaz dağları Amerika´nın dünyadaki ekonomisinin düzelmesi için katlediliyor. Ey halkım sevgili peygamberimizin ağaç üzerine söylediği binlerce hadis ne oldu hani yaş kesen baş keserdi. Ülkedeki katliam doğaya bir ağaç için bir konutunun yerini değiştiren Mustafa Kemal´e inat olsun diye doğayı katledip geleceğimizi katledenler doğa sizden öyle bir intikam alacak ki sizi siyanürlü altınlarınızda kurtaramayacak?
