Şaban Külhancıoğlu


SON DURAK


Birbirimizi kandırmanın alemi yok diye düşünüyorum.

Hayatta önceliklerimiz arasında ilk sırayı nakdi ve maddi varlığın aldığını reddetmemizin bir kere kendimize bir faydası yok.

Bu devirde son model arabayı, dayalı döşeli şahane bir evi, bir eli yağda bir eli balda bir yaşamı kim istemez.

´´Mühim olan insanlık´´ diye çok söyleyip dururuz ama...

İliklerimize kadar maddiyatın o içimizi yakıp kavuran sihirli gücü karşısında da fazla dayanamayız ellam.

Bu kapitalizm denen insanların birbirini vahşice parçalayıp yuttuğu, ezim ezim ezdiği sistemin birer köleleriyizdir vesselam.

Bir mecliste adam yerine konulup hatırını saydıran...

Gelirine giderine, giyimine kuşamına, bindiği arabasına, oturduğu semtine, konuştuğu arkadaşına konusuna komşusuna kadar insanları kamplara bölen bir sistemin adıdır kapitalizm.

İnsanoğlu su misali bulunduğu kabın şeklini alırmış.

Böyle olunca da  içinde bulunduğu ekonomik vaziyet insanın huyuna husuna, karakterine, sosyal konumuna, kültürüne, yediğine içtiğine, oturuşuna kalkışına kısacası her şeyine damga vuruyor.

Kabul edelim ki...

Ülkemizin yönetim rejiminin adı her ne kadar sosyal ve demokratik Cumhuriyet olsa da,ülke siyasetimizi ekonominin serbest piyasa politikaları ile belirlemektedir.

Demokrasimiz henüz kurum ve kurallarıyla paranın etkisinden kurtulamamıştır.

Çok basit bir örnekle, asgari ücretli bir işçinin bir siyasi partiye girip milletvekili olma şansı hemen hemen yok gibidir.

İstisnalar hariç tabiki.

Mecliste kaç tane işçi, memur, emekli sınıfından milletvekilinin olup olmadığı bunu açık bir şekilde izah etmektedir.

Sosyal hayatımızı da kapitalizmin vahşi ihtirası altında yok olmaktadır.

Bütün ilişkilerimizi ekonomi belirlemektedir.

Bir bayram günü bir sitede oturan kaç kişi sitede görev yapan hizmetliye bayram ziyaretine gitmiş evinde bir acı kahvesini içmiştir.

Bunu söylemesi bile utanç verici ama maalesef vaziyet budur.

Burada sınıfsal ayrışmaların derin analizini yapıp moralinizi bozmak istemiyorum.

Tüm bunlara rağmen...

Yine de bir umudum olduğunu söylemeliyim..

Ne kadar daha devam eder bilmem lakin bu kapitalizmin sonu  yakındır.

Artık...

Bir çok İnsanın yüreğinde geçmişinde yaşadığı o insani duygular depreşiyor onu görüyorum.

Yaşadığımız  bu tatsız tuzsuz  hayat nihayet ağır geliyor bir çoklarına.

Bu suni, sahte ve kahpe yaşantıyı içlerine sindiremiyorlar.

Ve mutsuzlar...

Çünkü...

Bu yarış hepimizi her şeyimizi paralıyor.

Kalbimizi, ahlakımızı, ticaretimizi, dostluğumuzu, arkadaşlığımızı v.s

Zenginini fakirini...

Kadınını, kızını...

O yüzden...

Antideprasan kullananların, intiharların, katliamların, uyuşturucu kurbanlarının sayısı arttı.

Sevgisizliğin, hoşgörüsüzlüğün, saygısızlığın, ihanetin limitleri zorladığını her kes görüyor.

´´Son durak kara toprak´´ diye veciz bir söz vardır.

Ben de acizane şunu ilave etmek istiyorum.

´´Son durağa gelmeden inecek var!´´ 

Saygılarımla