Söyleminle kendini ifadende sıkıntın varsa bilginde sorun var demektir. Türk solunun ülkemdeki en büyük sorunu kendini ifade edemiyor olmasıdır. Sorun liderde mi yoksa ifade edilmesi gereken sorunların ifade edilecek dille anlatımında mı? Bu sorun çözülmeden ülkede Türk solunun mesafe katetmesi mümkün değil. Yüzde 25 le 20 bandı arasında gider gelir. Oysaki solun en kötü dönemlerindeki oy potansiyeli yüzde otuzların altında hiç olmamıştır. Lider inandırıcı olmalıdır lider partinin ilkelerine sonuna kadar sadık kalmalıdır sol seçmen oyunu kime ve nasıl vereceğini çok iyi bilir. Kırılğan yada inançlarından milli duygularından yana hiç sömürülmeyen bir kitledir ülkede cehalet bizim işimize gelir diyen partilerin olduğu ortamda okuyan düşünen topluluk sol partiye sahip çıkmıyorsa ülkemin lider sol partisinde bir sorun var demektir. Lider cumhurun seçiminde bu gün iktidarın yanındaki bir partiyle işbirliği yapar hiç seçilmesi mümkün olmayan bir adayı ortak desteklerse sol seçmenden oy alması mümkün değildir. Lider Atatürk´ün kılık kıyafet devrimlerini çiğnerse lider tekke ve zaviyelerle ilişkiye girerse işte o lider sol seçmeni kaçırır bütün bu tıp hataları yapan lider hala sol partinin başında ise Türk solunun lider partisini acilen lider değişimine ihtiyacı var demektir. Lider sadece kendi partisinin partilileri tarafından değil lider ülkedeki bütün partililere hitap edebiliyorsa liderdir. Sol partinin lideri farklı olmalıdır çünkü sol seçmen balık hafızalı değildir eğer liderine inancı yoksa sandığa hiç gitmez. Sol seçmen kişinin ne dini inancından dolayı nede milli duyguların içinde olduğu söylemlerinden dolayı sandığa gitmez bütün bu özelliklerini kaybetmiş bir liderle yola devam sadece iktidara yarar İsmet İnönü dört birle girdiği Adnan Menderes hükümetini her zaman mecliste silkelemiştir. Sol liderini arıyor lideri halk yaratır lidere halk destek verir sola acilen solcu bir lider gerek olmazsa nemi olur sadece konuşan sesi kısılmış bir sol ülkede sadece söylemleriyle kalır eylemleriyle hiç bir varlık gösteremez.
