Şaban Külhancıoğlu


SİYASETÇİ...


1946 Yılından beri çok partili demokratik sistemi siyasi hayatımıza uygulamaya çalışıyoruz.. O zamandan bu zamana Avrupa´nın ileri demokratik normlarına kavuştuğumuzu söyleyemeyiz. Bugün Avrupa katılımcı demokrasiyi siyasi hayatına yerleştirmiş iken... Biz hala, temsili demokrasinin gereklerini dahi uygulamakta zorlanıyoruz. Bunun birçok sebepleri olduğu muhakkak. Demokrasi öncelikle bir kültür hareketi. Kültürlerde yaşayarak oluşmakta. En başta demokrasi kültürünün halk tarafından ´içesine´ içselleştirilmesi gerekiyor. İçselleştirilen demokrasinin ancak, talep edilebilmesi mümkün... Halkın içselleştirmediği bir demokrasiyi tam manasıyla nasıl hayata geçirebiliriz? Buraya kadar olan, kabaca halkın üzerine vazife olan şeyler. Birde demokratik yönetim biçimlerinde halkın taleplerini kaale almakla mükellef bir taraf varki... Onlara da siyasetçi diyoruz. Çok şükür!! 1946´dan bu tarafa halkın taleplerinden kendisini ´mesul´ sayan bizim siyasetçilerimiz, lafa gelince çok şey başarmışlardır. Fakat... Bunlar laftan öteye gidememiştir ne yazık ki... Bir kere, bu zamana kadar her on senede bir Türkiye´yi uçuracaklarını vaat etmeyen siyasetçimiz hiç olmadı!. Neler neler duymadık ki! Arabalar, evler, karnı tok sırtı pek insanlar, herkese aş, herkese iş, müreffeh bir Türkiye... Malum bu vaatler hep sözde kaldı!.. 72 yıldır ekonomik ve sosyal refah açısından hep yerimizde saydık. Gelen gideni arattı maalesef. Gelin görün ki... Son dönemde eskilerin o kulağa hoş gelen vaatlerini bile arar olduk. Son 15 yılın siyasetçileri daha öncekileri mumla arattı. Eskiler atar tutarlardı ama... Birbirlerine karşı bu kadar belden aşağı vurmaz ve seviyeyi yerlerde süründürmezlerdi. Şimdikilerin birbirlerine bir ana avrat sövmedikleri kaldı. Hırsız, namussuz, cibilliyetsiz, hain... Siyasi vaatleri, gafları muteber almıyorum bile.. Bu ülkenin kaderi bu olmamalı diye düşünüyorum. Bu ülke bu siyasetçileri hak etmiyor! Ne yazık ki, Türk halkını siyasetten ve siyasetçiden soğutan bu ´zarif´ siyasetçilerimiz olmuştur. Aslında... Siyaset yönetme sanatıdır ve değerli ve onurlu bir iştir. Siyaset yapmaya talip siyasetçilerde bir o kadar değerli ve onurlu insanlardır. Siyasetçi ülkenin ve halkın kaderini omuzlarında taşıyan kişidir. Siyasetçi, sözünü tartarak konuşan insandır. Ağzından çıkanı kulağı duymalıdır. Bugün hakaret ettiği kişiyle yarın ülke meselesi için birleşebileceğini düşünmelidir. Siyasetçi geleceği öngörebilen biridir. Siyasetçi bir devlet adamı ciddiyeti taşımalıdır. Devlet adamları sokaktaki vatandaş gibi her ağzına geleni konuşamazlar. Siyaset biliminde bir siyasetçinin nasıl olması gerektiği açıklanmış olsa gerektir. Herhalde bizim siyasetçilerimizin ya bunlardan haberleri yok ya da bunları kaale aldıkları yok. Ne diyelim! Allah başımıza aklı selim siyasetçiler nasip etsin inşallah! Yoksa biz daha çoook dünya demokrasi sıkalasında en arkadan birinciliği almaya devam ederiz. Saygılarımla.