Osman Aydoğan


Şimdi Kerkük´te gelinen nokta!


Önceki günki yazımda Birinci Dünya Harbinde Kerkük´ün nasıl kaybedildiğini yazmıştım? Daha önceki günkü yazımda da ?´Atatürk´ten sonra da Türkiye´nin hiç ama hiç ilgilenmediği, ilgilenemediği, arkasını döndüğü Kerkük diye, bir zamanlar Antep kadar, Erzurum kadar, Sivas kadar Türk olan Kerkük diye, önce Arap´ın, Saddam´ın, sonra da Peşmerge´nin, Barzani´nin vurduğu, talan ettiği, yağmaladığı, tecavüz ettiği Kerkük diye, Türkiye´nin bir zamanlar kırmızı çizgisi olan ama zamanla sararan, solan, unutulan, bir mezhep sevdasına Barzani´ye peşkeş çekilen Kerkük´´ diye yazmıştım? Üst üste Kerkük´ü yazınca bugün de bugünkü Kerkük´ü yazmak elzem oldu diye düşünüyorum... Çünkü Kerkük Barzani´den kurtuldu diye bazı ayran ağızlı ve ayran gönüllü dünyadan bir haber bir kısım zevat kendi kendine bayram yapıyor... Bugün, günümüzde Kerkük´te satrancın en zoru olan dış politikayı tavla oyununa döndürenlerin anlayamayacağı bir sonuç var? Önce kısa bir geçmişe, bu yılın Nisan ayına gidelim; Türkmen kenti Kerkük´ün Kürt Valisi Necmeddin Kerim´in girişimiyle, Irak´ın Kerkük İl Meclisi´nin 2017 başında yaptığı bir düzenleme ile Kerkük´te resmi binalara Irak bayrağının yanına Kürt bayrağının asılması kararı verdi. Aynı meclis kentin Irak´taki Bölgesel Kürt Yönetimine bağlanması için oylama yapmaya da karar verdi. Ve bu haber Türkiye´deki onca kavga, atışma ve hır gür arasında dikkati çekmeyip kaynadı gitti. Ancak İran Dışişleri Bakanlığı uyumadı, hemen tepki vererek, Irak´ın Kerkük kentinde kamu binalarına Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bayrağı asılmasının "kaygı verici" ve "gerginlik yaratacak" bir hareket olduğunu açıkladı. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin Kerkük diye bir davası olmadığı için (hani hatırlarsınız Kerkük kırmızı çizgimizdi ya, sarardı, morardı ve sonunda bu çizgi yok olup gitti) Kerkük´e Kürt Yönetimi bayrağı asılmasına Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinden hiç kimse o zamanlar iktidarın baş dostu Barzani´ye laf edemediler. Yine 2017 başında Barzani Türkiye´ye geldiğinde göndere ?Kürdistan bayrağı? çekildi. Başbakan Binali Yıldırım; ?Kuzey Kürdistan Bölgesel Yönetimi, özerk bir yapıdır. Ayrı bayrağı vardır ve dünyada da bu şekilde tanınır.? dedi.. Yine birkaç yıl daha geriye gidelim; Türkmen şehri Kerkük resmi olarak Bağdat yönetimine bağlı bir kentti. IŞİD, 2014´te girdiği Kerkük´ten üç beş gün sonra çekilirken, Kürdistan Bölgesel Yönetimi´ne bağlı peşmergeler tek kurşun atmadan Kerkük´ü ele geçirdiler ve peşmerge, IŞİD´le mücadele bahanesi ile Kerkük´te yönetime ?fiilen? el koydu. O vakitler, peşmerge yetkilileri, ?Bağdat´ın sekiz senedir vermediği Kerkük´ü IŞİD bize iki haftada verdi? demişlerdi. Ancak Kürt grupları, uzun bir dönem boyunca Türkmen kenti ve petrol zengini Kerkük´te varlığını göstermek için nüfus ve tapu dairesine saldırarak, yakıp yıkıp yağmaladılar. Bir anlamda, bunu yaparak, kentin tarihini/hafızasını yok etmek istediler. Daha sonra hızla bölgeye/Kerkük´e göç etmeye başladılar (Kerkük´e 700 bin Kürt ithal edildi). Aslında, bu göçler bir anlamda Kürt partileri ve dış güçler tarafından teşvik edildi ve desteklendi. Kürt grupları, Türkmenlere ve devlete ait arazilere ev yaptılar ve yerleştiler. Kerkük´ün demografik yapısı bu gruplar tarafından hızlı bir şekilde değiştirilmeye çalışıldı. Hedefleri Kerkük´ü de Kürt bölgesine dâhil etmekti. Kerkük petrolleri de elde kalmadı, 2015´te Türkiye üzerinden dünyaya pazarlandı. (Türkiye, Kuzey Irak petrolünü alıp, Yumurtalık´tan tankerlere doldurup dünyaya satmaya çalışırken, diğer ülkeler petrol Irak´ın petrolü diye petrol tankerlerini Meksika Körfezi´nden geri çeviriyorlardı.) İktidara yakın bir akademisyen Kerkük´te resmî kurumlara Kürt bayrağı asılması konusunda şöyle bir Twitter mesajı atmıştı o zaman; ?Kerkük Türk yurdudur diyorsunuz ancak Irak´taki Türklerin Şii olduğunu hatırlatmakta fayda var. Bırakın Şii Türklerdense Sünni Kürtler alsın.? Dışarıda kalmış vatan olan, ata toprağı, Türkmen şehri Kerkük anlattığım gibi yağmalanırken, Türkmenler katledilirken, tapu kayıtları imha edilirken, gönderine Kürt bayrağı çekilirken seyredenlerin, sesiz kalanların mezhep aşkı bu kadar da değildi.. İsterseniz biraz daha geriye gidelim.. Fazla değil, tarihe değil, düne gidelim düne; Turgut Özal, Cumhurbaşkanı iken, Barzani´yi Türkiye´ye çağırdı. Eline, Türkiye Cumhuriyeti´ne ait kırmızı pasaport verdi. Barzani, 2001´de ?Irak Kürdistan Demokrat Partisi? Genel Başkanı olarak Ankara´da ağırlandığında Bülent Ecevit Başbakan, Mesut Yılmaz ile Devlet Bahçeli de başbakan yardımcısıydı. Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı olarak 2009´da ?Kuzey Irak Yönetimi´´ yerine ?´Kürdistan Bölgesel Yönetimi? demeyi uygun buldu. Ahmet Davutoğlu 2010´da Dışişleri Bakanı olarak Irak´ın kuzeyini ?Kürdistan? olarak niteledi. Ardından da Erbil Başkonsolosluğu´nda ?Kürdistan bayrağı? protokole girdi. Recep Tayyip Erdoğan 2013´te Başbakan iken, Barzani ile el ele, Diyarbakır´da birlikte mitinge çıktı; toplu nikâh törenine katıldı. CHP´li Öztürk Yılmaz da ?Bütün halklar gibi Kürt halkının da bağımsızlık özlemi ve hakkı olduğunu? açıkladı.