Osman Aydoğan


Âşık Veysel ve Gerçek Sevgi (2)


Yetmiş yıl karanlık bir dünyada yaşadı (ölümü 21 Mart 1973). Âşık Veysel öldüğünde lise birinci sınıfında idim. Hiç unutmam; Edebiyat öğretmenimiz Suphi Martağan derste haber vermişti bize Veysel´in ölümünü? Ve bize demişti ki Edebiyat öğretmenimiz; ?´Türk halk edebiyatının son temsilcisi bu dünyadan göçtü.´´ Karanlık gözlerindeydi yalnız, içi apaydınlıktı Veysel´in, şiirleri de öyle... Halk şiirimizin bu güçlü ozanı yarım yüzyılı aşkın bir süre yazdıklarıyla, çalıp söyledikleriyle çevresine ışıklar saçtı. Sanırım şimdi de mezarında son uykusunu nûrlar içinde uyuyordur. Yalnız çağımızda yaşayanlar değil, bizden çok sonra yaşayacaklar da "Dostlar Beni Hatırlasın" şiirini unutmayacaklar ve her zaman rahmetle anacaklardır. Bu yazıda esas olarak Veysel´in ilk eşi Esma hakkındaki şu hikâyeyi anlatmak istiyorum; Veysel´in babası akrabalarından birisi olan Esma ile evlendirmişti onu. Veysel eşini çok seviyordu fakat bu sevgi beraberinde kıskançlığı da getirmişti. Esma artık bu durumdan usanmış dayanamaz hale gelmiş sekiz yıl evli kaldıktan sonra Hüseyin adlı yanaşmalarından bir delikanlıyla beraber kaçmıştı. Gece vakti evinden gizlice kaçan Esma, Hüseyin´le buluştur ve uzunca bir yolu hiç durmadan çoğunlukla koşarak kat ederler. Bir çeşme başında soluklanmak için durduklarında Esma, "cebimde bir şey var ağırlık yapıp duruyor" diyerek cebini açtığında bir tomar para bulur. Veysel meğerse her şeyden haberdarmış, kör olan sadece gözleriymiş, hisleri, gönlü, kalbi değil, eşini o kadar çok seviyormuş ki, eşi yaban ellerde rezil olmasın, ele güne muhtaç olmasın diye ne kadar parası varsa cebinin içine iliştirivermiş. Veysel, bu nedenle büyük, bu nedenle ´Âşık´, bunun için Veysel, bu nedenle sanatçı... Gerçek sevgi tek taraflıdır? Karşılıklı sevgiler bir beklenti üzerine kurulmuştur; sen beni seversen! ´?O´´ sevmeden sevmek, ´´o´´ bilmeden sevmek ve her hal ve şartta onun mutlu olması için çalışmaktır gerçek sevgi? Gerçek sevgi; sevgiliyi bir beyaz güvercin gibi avuçlarına alıp okşamak ve yüreğine bastırıp korumaktır. Ama sevgiliyi daha güzel ufuklar bekliyorsa onu salıvermek, onun uçsuz, bucaksız gökyüzünde kanat çırpışlarından sonsuz haz duymaktır. Onun kendisinden uzaklaşmasına üzülmek değil, gerçeğe uçmasına, hakikate yaklaşmasına sevinmektir gerçek sevgi. ??Beni bırakıp nereye gidiyorsun´´ demek değil, ?´gittiğin yerlerde dualarımla seni koruyacağım´´ diyebilmektir gerçek sevgi. Veysel, bu nedenle büyük, bu nedenle ´´Âşık´´, bunun için Veysel... Kendisiyle yapılan bir konuşmada Esma Hanım şöyle der; ??Ben olmasam, bana olan aşkı olmasa Veysel de olmazdı´´ Günümüzde ?´sevgi´´ kavramının içini boşalttık, alanını daralttık; sadece annemizi, eşimizi, kardeşimizi, çocuğumuzu sevdik, cinnetin ve sahiplenmenin adına da sevgi dedik. Gerçek sevgi tek taraflıdır, rağmen türüdür. Gerçek sevgi sevgiliyi sahiplenmek değil, sevgiyi sevgiliye karşılıksız vermektir. Sıra dışı bir edebiyatçı ve düşünür olan Nobel Edebiyat Ödüllü Portekizli yazar José Saramago toplum olarak hep karıştırdığımız ?´sevgi´´yi ve ?´sahiplenme´´yi şu sözüyle net bir şekilde ayırmıştı zaten; ?´Sevmek sahiplenmenin en güzel yoludur herhalde, sahiplenmek ise sevmenin en çirkin yolu.´´ ´´Dostlar beni hatırlasın´´ derdi Âşık Veysel... İşte onun sesinden onu hatırlayalım: Allah rahmet eylesin, nûr içinde yatsın...