Osman Aydoğan


Sihirbazın Çırağı (2)


Daha önceki filmlerde yer alan büyülü sahnelerin yerini bu filmde AVM´ler, lüks tüketim, duble yollar, yüksek binalar ve ülkede hiç olmadığı kadar; TV´lerde renkli diziler, eğlenceler, futbol ve bol miktarda magazin sergilenmektedir. Filmde ülke insanları renkli dizilerin sanal gündemine tamamen bağlı, gerçek gündemden uzak yaşayıp giderler. Filmde özellikle ?´Balyoz´´ bölümü görülmeye değer bir sihir bölümüdür. Bu bölümde muhteşem bir kumpasla ülkenin ordusunun güzide subayları ve generallerinin büyükçe bir bölümü uyduruk bir CD ile esir edilmekte, göreve devam edenlerin ise sesi kısılmaktadır. Filmin ?´Ergenekon´´ bölümünde ise olmayan bir terör örgütüyle ülkedeki aydın gazeteci, asker, bilim adamı, yazar ne varsa hepsi uyduruk belgelerle, sehven yüklemelerle, terör örgütü artığı gizli tanıklarla hapse atılmaktadır ki böyle bir sihri ne David Copperfield ne de Harry Houdini başarabilirdi. Film içerisinde bu muhteşem kumpasların sonucu olarak eski bir genelkurmay başkanı terör örgütü yöneticiliği ile suçlanarak zindana atılmakta, gerçek bir terör örgütü liderine ?´sayın´´, şehitlere ise ?´kelle´´ diye hitap edilmektedir. Film içerisinde ülkenin entelijensiyası da yok edilmekte, ülkenin hukuku siyasi iktidara bağlanmakta, üniversitelerin öğretim üyesi devlet memurluğuna dönüştürülmekte, felsefecisi, edebiyatçısı, sosyoloğu, sanatçısı susturulmaktadır. Filmde yargı ve üniversiteler siyasallaşmakta, basın bağımsızlığını kaybetmekle kalmayıp yandaş, misyon ve beyefendi gazeteciliğine dönüşüp, daha talimat almadan ?´emredersiniz efendim´´ci hale getirilmektedir. Filmdeki büyücü çırağının savcısı olduğu mahkemelerde ise iddia makamı ile hüküm makamı iç içe geçmektedir. Filmin akışı içerisine ülkedeki ulus devlet, üniter yapı, çağdaş kazanımlar tasfiye edilerek ülke feodal, federal ve ümmetçi bir yapıya doğru götürülmektedir. Filmde Yahudi aleyhtarlığı ile İsrail dostluğu harmanlanmakta, bir yandan Araplara yanaşıp Hamas dostluğundan, El Nusra desteğine, Yasin El Kadı dostluğuna yelken açılırken diğer taraftan ise 21´inci yüzyılda İslam Dünyası´na yapılan Haçlı Seferleri´ne ise en büyük destek verilmektedir. Matrix filminde olduğu gibi bütün bu dört filme de Masonik karakterler sergilenmektedir. Filmde dost olması gereken ülkelere düşmanlık, düşman olması gereke ülke ve gruplara da dostluk sergilenmektedir. Filmde bir anayasa değişikliği oylaması yapılır. Ve bu oylamada dünyadaki tüm sihirbazlara taş çıkartırcasına mezardaki ölüler bile oy kullanırlar... Büyücü çırağı filmin başında sıfır sorun diye başladığı komşuluk ilişkilerinde öylesine bir sığlığa düşer ki filmin sonuna doğru tüm komşularla kavgalı hale gelir. Ustasının gazına gelerek Suriye´den dört milyona yakın üzerinde sığınmacı çağırır, ülkenin her yanını kimi dilenci, kimi kaçak işçi, kimi kuma bu sığınmacılar doldurur, sığınmacılarla baş edemeyince ustasını çağırsa da ustası onu yüzüstü bırakır. Filmin en önemli karakteristik özelliği hiçbir filmde olmadığı kadar bu filmde ?´din´´ unsurunun kullanılmasıdır. Bu filmde ?´din´´ o kadar çok kullanılmış ki film içinde sahnelenen sahtekârlıklar, kumpaslar, iftiralar, yalanlar, rüşvetler, yolsuzluklar ve hukuksuzluklar sanki İslam´ın farzı imiş gibi algılanır hâle gelmiştir. Yine bu filmde dinin bir unsuru olarak her boş araziye hiçbir sanatsal ve mimari değeri olmayan camiler yapılmakta, gerçek birer sanat ve mimari şaheser olan tarihi camilerin ise beton yığınları ile silueti bozulmaktadır. Yine bu filmde hiç olmadığı kadar milletin anası ile uğraşılmaktadır. Gerçekte milletin anası ağlarken, kimi yerde millete ?´anasını alıp gitmesi´´ söylenmekte, kimi yerde ?´şeyimi şey ettiğimin şeyi´´ denmekte, kimi yerde ise ?´milletin anası bellenmekte´´, kimi yerde millete ?´gavat´´ denmektedir. Milletin anası ile uğraşanlara ise film içerisinde methiyeler düzülmekte ve onların ?´g?.nün kılı´´ olma arzusu dile gelmektedir. Filmde daha önce hiç olmadığı kadar kadın cinsi aşağılanmakta, kadın cinayetleri ve cinsel saldırı ve tecavüz vakaları tarihte görülmemiş bir artışla rekorlar kırmaktadır. Bu yönleriyle de filmin ?´argo´´ ve ?´müstehcenlik´´ Oscar´ına da aday gösterilmesi beklenmektedir. Filmin bir ?´Gezi Parkı´´ bölümü vardır ki, bu bölümde ülkenin gençleri katledilmekte, hedef gözetilerek atılan fişeklerle gencecik insanların gözleri çıkarılmakta, ülke insanının en doğal protesto hakkına karşı hukuksuz ve orantısız güç kullanılmakta, başörtüsüz bacılar bizzat kamera önlerinde güvenlik güçlerince saçlarından tutularak yerlerde sürülmekte, ancak bunları yapanlar cinayetle ve darpla suçlanacağına büyücü çırağı tarafından ?´destan yazmakla´´ övülmektedir.