Osman Aydoğan


Şeytan ve Genç Kadın (1)


Hepimizin bildiği ´´Simyacı´´nın da yazarı olan Brezilyalı romancı ve söz yazarı Paulo Coelho´nun pek de bilinmeyen güzel bir kitabı var: ?´Şeytan ve Genç Kadın´´ (Can Yayınları, 2015) Bu kitap Paulo Coelho´nun ?´Ve Yedinci Gün´´ isimli üçlemesinin son kitabıdır. Üçlemenin ilk iki kitabı; ?´Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum Ağladım´´ (Can Yayınları, 2016) ve ?´Veronika Ölmek İstiyor.´´ (Can Yayınları, 2017) ?´Şeytan ve Genç Kadın´´; şeytanın gelişmemiş bir kasabada yaşayan bir kadının aklını çelmesini konu alan kitaptır. Bu kadın; dış dünyadan soyutlanmış, kendi halinde, çoğunluğu yaşlı, zamanın dışında bir yaşam süren insanları ile gözlerden uzak, kuytu bir dağ köyünde yaşayan ve bu köyün tek genç kadını olan ve köyün küçük otelinin barında çalışan güzel Chantal´dır. Gelip geçen avcılarla ya da turistlerle gönül eğlendiren genç kadının tek dileği bu sıkıcı yerden kurtulmaktır. Beklenmedik bir anda köye gelen ve gerçek kimliğini gizleyen bir yabancı, köy halkına, hepsinin yaşamını alt üst edecek, onları kışkırtacak, değer yargılarını tersine çevirtecek, hatta kökünden değiştirtecek bir öneride bulunur. Yabancı birisini öldürmeleri karşılığında kendilerine yüklü bir miktarda altın vereceğini söyler. Yabancı, köy halkına yedi gün süre tanımıştır. Bu tekliften sonra küçük kasaba halkı tamamıyla değişir. Bu süre içinde bu insanların her biri yaşam, ölüm, adalet ve dürüstlükle ilgili temel sorunlarla yüzleşecek, bir yol ayrımında durup kendi yaşam çizgilerini değiştirecek bir karar almak zorunda kalacaklardır. Ve herkes içindeki iyilik ve kötülükle savaşmaya başlar. Yabancıya kucak açan köy halkı, onun tehlikeli oyununa alet olurken, Adem´le Havva´dan bu yana insanoğlunun ruhunu ele geçirme mücadelesi veren ?´İyi´´ ile ?´Kötü´´nün ikilemi, bu basit insanların örneğinde romanda evrensel boyutlarda anlatılır. Romanda; ?´iyi´´ ve ?´kötü´´ diye bir şeyin olmadığı, sadece nereden baktığınıza bağlı olduğu anlatılır... Roman aslında ?´İyi´´ ile ?´Kötü´´nün romanıdır? Kitaptan sizlere üç hikâye anlatacağım. Ancak hikâyelerden önce kitaptan kısa birkaç alıntı vermek istiyorum: ´´Siz cennetteydiniz ama bunun farkında değildiniz. Dünyada pek çok insan da böyledir. Mutlu olmayı hakketmediklerini sanarak en büyük sevinci bulabilecekleri yerlerde keder ararlar.´´ ´´İnsanın sahip olabileceği en değerli şeyi yitirmiştim ben: insanlara duyulan güveni." "Trajedilerin olması kaçınılmazdı, ne yaparsak yapalım, bizi bekleyen kötü şeylerin bir tanesini bile önleyemezdik." "Yaşam, giyotinin gölgesinde bir terör rejimiydi." "Yüreğinin sesini dinle, Allah hoşnut kalacaktır." "Sevip de karşılığında sevilmeyi bekliyorsanız boşa zaman harcamış olursunuz." "En iyi tarafımıza ulaşmak için, en kötü tarafımıza da ihtiyaç duyarız." ?´Bir insanın üzerinde egemenlik kurman için onu korkutman yeterli.´´ ?´İyi ile kötü arasındaki mücadele her insanın yüreğinde vardır, orası bütün meleklerin ve şeytanların savaş alanıdır.´´ ?´İyi yürekli adam rolü oynamak, yalnızca hayata tavır almaktan korkanlara özgü bir şeydir. İnsanın kendinin iyi olduğuna inanması, başkalarına karşı çıkmaktan ve haklarını savunmak için savaşmaktan çok daha kolaydır. Kendinden daha güçlü biriyle savaşmak için cesaret toplamaktansa bir hakareti sessizce kabullenmek de çok daha kolaydır. Üzerimize atılan taş bize isabet etmemiş gibi yapabiliriz ama geceleri odamızda yalnız kaldığımızda, odamızı paylaştığımız karımız, kocamız ya da okul arkadaşımız uykuya daldığında korkaklığımıza sessizce ağlarız.´´ Size şimdi bu kitaptan aldığım üç hikâyeyi sunuyorum. Beğeneceğinizi umarım? *** Ahab bir akşam dostlarını akşam yemeğine çağırıp onlara yumuşacık bir et kızartmak istemiş. Ama birden tuzu kalmadığını fark etmiş. Oğlunu yanına çağırmış. ?´Köye git de tuz al. Ama gerçek bedelini öde. Ne daha az ne de daha fazla.´´ Oğlu şaşırmış. ?´Fazla ödememem gerektiğini anlıyorum baba, ama pazarlık edebileceksem neden paradan biraz tasarruf etmeyeyim ki?´´ ?´Büyük kentlerde böyle yapabilirsin. Ama bizim ki gibi bir köyde bu çirkin bir şey olur.´´ Oğlan başka soru sormayıp gitmiş. Bu konuşmaya tanık olan konuklar oğlanın tuzu neden daha ucuza almaması gerektiğini öğrenmek istemişler; Ahab da bunun üzerine, ?´Tuzu ucuza satanın acilen paraya ihtiyacı var demektir.´´ demiş. ´´Bu durumdan yararlanan kişi, bir şey üretmek için alnından ter akıtarak çalışmış olan adama saygısızlık etmiş olur.´´ ?´Ama bir tutam tuzun köye ne zararı olabilir ki?´´ ?´Dünya kurulduğunda haksızlık da bir tutamdı. Ama her yeni kuşak, ne önemi olur diye düşünerek biraz biraz üstüne ekledi, görün bakın şimdi ne durumdayız.´´