Osman Aydoğan


Sevgililer Günü


Birinci Bölüm Karl Marx´ın karısı Jenny´ye yazdığı mektup: Yürekten sevdiğim, Sana yine yazıyorum çünkü yalnızım ve çünkü kafamın içinde seninle konuşurken senin bunu bilmiyor, ya da karşılık veremiyor olmana katlanamıyorum. Kısa süreli ayrılıklar iyi oluyor, çünkü hep bir arada olunca her şey ayırt edilmeyecek kadar birbirine benzemeye başlıyor. Yan yana durduklarında kuleler bile cüceleşirken, alelade ve ufak tefek şeyler yakından bakınca kocamanlarmış. Küçük tedirginlikler onlara yola açan nesneler göz önünden kaldırıldığında yok olabilir. Yan yanalık dolayasıyla sıradanlaşan tutkularsa mesafenin büyümesine yeniden büyüyüp doğal boyutlarına dönerler. Aşkımda öyle? Zamanın aşkımı tıpkı güneş ve yağmurun bitkileri büyüttüğü gibi büyütmüş olduğunu anlamam için senin bir an, sırf rüyada bile olsa, benden koparılman yetiyor. Senden ayrılır ayrılmaz sana olan aşkım bütün gerçekliğiyle kendini gösteriyor: O, ruhumun bütün enerjisiyle yüreğimin bütün kişiliğini bir araya getiren bir dev. Böylece yeniden insan olduğumu hissediyorum çünkü içim tutkuyla doluyor. Araştırma ve çağdaş eğitimin bizi kucağına attığı belirsizlikler ve bütün nesnel ve çzel izlenimlerimde kusur bulmaya iten kuşkuculuk bizi küçük, zayıf ve mızmız kılıyor. Ama aşk Feurbachvari insana aşk değil, metabolizmaya aşk değil, proletaryaya aşk değil, sevdiğine aşk, yani sana aşk, insanı yeniden insanlaştırıyor? Dünyada çok dişi var, kimileri de çok güzel ama ben, her bir hattı, hatta her bir kırışığı bana hayatımın en büyük ve en tatlı anılarını hatırlatan bir yüzü bir daha nerede bulabilirim? Senin tatlı çehrene sonu gelmez acılarımı, yeri doldurulmaz kayıplarımı bile okuyabilir ve senin tatlı yüzünü öptüğümde acıyı öperim. Hoşçakal canım. Seni ve çocukları binlerce kere öperim. Senin, Karl Manchester, 21 Haziran 1865 Bir erkek için önemli olan budur işte! Erkek, âşık olduğu kadına baktığında, yüzündeki çizgileri, vücudundaki yaşlanma izlerini görmez. Gördüğü bir tanrıçadır, heyecan verici bir tanrıçadır. Önemli olan sizi seven insanın sizi nasıl bulduğudur. Göz kenarındaki bir kırışıklığın bile eğer o kadına aşk ile bağlıysanız ne kadar değerli olduğunu bilirsiniz. O küçük çizgicik, size ortak geçmiş bir hayatı hatırlatır çünkü. Sevgilinle birlikte yaşlanmak iyidir. Aradan kaç yıl geçerse geçsin, vücudunda ne türden değişiklikler olursa olsun, onun seni, senin onu gördüğünüz ?şey? değişmez çünkü. İnsan kafasında yarattığı hayale âşık olur ve hayaller hiç yaşlanmaz! İkinci Bölüm Ne yazık ki toplum olarak ilkelliklerin her türlüsünü yaşadığımız günümüzde ?´aşk´´, ?´sevgi´´ ve ?´sevgili´´ kavramların içlerini boşalttık, anlamlarını daralttık ve sadece annemizi, kardeşimizi, eşimizi, çocuklarımızı sevdik (hoş, onları da hakkıyla sevemedik ya!), sadece onlara ?´sevgili´´ dedik. Onların dışında kimseyi, kimsecikleri sevmedik... Sevgisiz bir toplum olduk... Ne yazık ki günümüzde cinnete, sahiplenmeye, ilkelliğe, hayvani duygulara aşk dedik, sevgi dedik. Aşk; muhabbettir, aşk; şiddetli muhabbettir aslında. Aşk; candan sevmedir. Aşk; karşılıksız sevmedir. Sevgili ise; sevendir, gerçek dosttur. ?´Aşk´´ın, ?´sevgi´´nin, ?´sevgili´´nin ve ?´özleme´´nin cinsellikle bir ilgisi yoktur. Şair Enver Gökçe´nin güzel bir şiiri vardı; ´´Görüş Günü´´ diye... Ben bu şiiri ´´Sevgi Günü´´ diye değiştirerek ilk kıt´asını veriyorum: Bugün sevgi günümüz Dost kardeş bir arada Telden tele Mendil salla el salla Merhaba! Evet, gerçekten bugün ´´sevgi günümüz´´... Telden tele, mendil sallayarak, el sallayarak, merhaba diyerek dosta, kardeşe, sevene, sevilene, sevgiliye, kısaca sevgi ehline selam, sevgi ve saygılarımı sunuyor, sevgi ehlinin sevgililer gününü kutluyorum..