Osman Aydoğan


Sevgiden ürken bir yorgun savaşçı: Gülten Akın


´´Yorgun savaşçılarız, yengiler eskitti bizi Utanırız tadına varmaktan içkilerimizin Biri bütün güneşleri toplar, vermeye bekletir Üşümekten değil korku, ısınır olmaktan Yorgun savaşçılarız, sevgiler ürküttü bizi´´ Şiirlerinde hayatla doğa arasında tedirgin bir iç dünyanın duyarlılığını dile getiren, toplumsal şiirin enerjisini kadın duyarlılığı ile birleştiren, Sezen Aksu´nun ?´Deli Kızın Türküsü", Edip Akbayram´ın ?´Özgürlük´´, Grup Yorum´un ?´Büyü Yavrum´´ ve ´´Sıyrılıp Gelen´´ isimli hüzün şarkılarının kırılgan söz sahibi ve Türk şiirinin öz annesi olan bir şairimizdi. Dar zamanların, ince şeylerin, naif sözcüklerin, yazın bitiğinin, güzün geldiğinin, yağmurda üşüyen ıslak serçelerin şairiydi... Cemal Süreyya´nın, ?´Ümmüşşiir´´ (şiirin anası) diye tanımladığı, Türk şiirinde kadın yüz akı şairimizdi Gülten Akın? ?´Kuş uçsa gölge kalır´´ adlı şiir kitabında şöyle biterdi bir şiiri: ´´Bende bir gülten kaldı hangi bağa diksem yabancı´´ Bu kaba dünyaya yabancı gelen ince bir ruhtu Gülten Akın, hangi bağa diksek yabancı kalan? Ve ülkemin köylü, kentli tüm kadınlarını ve onların kara bahtlarını anlatırdı ?´Kestim Kara saçlarımı´´ isimli şirinde: ´´Uzaktı dön yakındı dön çevreydi dön Yasaktı yasaydı töreydi dön İçinde dışında yanında değilim İçim ayıp dışım geçim sol yanım sevgi Bu nasıl yaşamaydı dön´´ ?´Seni Sevdim´´ şiirinde şöyle seslenirdi sevdiceğine: Seni sevdim, seni birdenbire değil usul usul sevdim "Uyandım bir sabah" gibi değil, öyle değil Nasıl yürür özsu dal uçlarına Ve günışığı sislerden düşsel ovalara ?´Çağrı´´da ise şöyle seslenirdi sanki Godot´u beklercesine beklediğine: ´´Gün uzun türküsünü bitirdi Karlı dallara yürüdü karanlık Yalnızlık çekilmez bu vakit Delirdi denizde yosun çayda balık Gel artık´´ ?´Sessiz Arka Bahçeler´´de şöyle seslenmişti bugünleri görerek: ´´Durdun söylenmemiş, anlatılmamış, söylenememiş olanı anlaşılır kıldı duruşun´´ Ve şöyle seslenirdi mazlumlara, zalimlere, zulmedenlere: ´´Zalimin gecesi mazlumun gecesiyle birdir ve daha uzundur zulme karar verenin gecesi Çünkü acıların, çığlıkların, kargışların sesi iğne deliğinden geçeğen olur dokuna dokuna kıyıcıya cellada varır sebebin kapısında durur´´ Ölüme yaklaştığında ?´Veda´´ isimli şirinde de hepimize birden seslenmişti: ´´Ben yoruldum gidiyorum kendi endişeni kendin seç´´ Böylesine ölüme yaklaştığını sezdiğinde bile yaşam sevincini hiç yitirmemişti. İşte son dizeleri: ´´İnadın anlamı yok Ölünüyor Ben bilmezden geliyorum´´ ?´Ah kimsenin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya´´ derdi ?´İlk Yaz´´ şiirinde? Aynen öyleydi. Aynen öyle... Bu devirde kimsenin vakti yoktu durup ince şeyleri anlamaya. Şimdi dünya daha bir boşlukta, şimdi dünya daha fazla bir hoyratlıkta, daha bir kabalıkta, daha bir karanlıkta... Ve ?´Güz´´ şiirinde ´´Bu güz öleceğim´´ demişti: Bu güz öleceğim. bütün işlerimi bitirdim Derede yıkandım, cevize tırmandım. kuş ürküttüm Kaçırdılar on iki Çocuk doğurdum. bekledim gözlerim Oğlan everdim. kız yetirdim. otuzuma vardım" "Ağlama kız, deme incirim Yar Yar ben ağlamam dağlar taşlar ağlasın Körüm, çelimsizim, göğnüğüm, hastayım. sebebolanları nerde bulayım adamdan içerli kuşlar ağlasın Ve Gülten Akın´ı şiirindeki gibi üç sene önce bir güz gününde (04 Kasım 2015) kaybetmiştik?. Türk şiiri öksüz kalmıştı... Allah rahmet eylesin... ?´Beni Sorarsan´´ şirinde ise sanki yokluğunda burada kalan bizleri anlatır gibiydi: ´´Beni sorarsan Kış işte Kalbin elem günleri geldi´´ ?´Yağmurlu´´ şiirinde de sanki biz ona seslenirdik: ´´Burda geceler kaldı sen gittin.´´ Ey şair! Söylediğin gibi; yorgun savaşçılarız, yengiler eskitti, sevgiler ürküttü bizi... Burası kış artık.... Kalbin elem günleri geldi.... Sen gittin... Burda geceler kaldı...