ERDİNÇ SANDALCI


SAMİYET VE SEVGİ KÜLTÜRÜ...


İçinde bulunduğumuz şu yüzyılda haysiyetli bir samimiyete ve içtenliğe toplum ve birey olarak çok ama çok ihtiyacımız var ; Çünkü içtenliksizliğin ve samimiyetsizliğin batağında çabalayıp debelenip duruyoruz.. Kimse kimseye dal uzatmıyor. Uzatamıyor. Uzatsada tutacak halimiz yok. .Zaten içtenliksizliğin ve samimiyetsizliğin bataklığı tıklım tıklım.. Sadece ülkemizde değil, dünya çapında bir samimiyetsizlik var.. Haysiyetli bir samimiyet kaybolmuş bir kavram gibi gözüküyor sanki. .Tamamen yok olmuş değilse de azınlıkta olduğu gerçeği de gözlerimizden kaçmıyor.. Oysa ki , çocukluğumda ne kadar içtenlikli ve samimiydi İnsanlar.. Çıkarsız , beklentisiz ve hesapsız.. Ne üzücüdür ki, bu içtensizlik ve samimiyetsizlik siyasetimize ve sporumuza da yansımış durumda.. Hemen hemen herkes kendisini çok samimi bulup, ötekini samimiyetsizlikle suçluyor.. Sporumuzu yada siyasetimizi yönetenlerin , sporumuza ve siyasetimize bilimsel anlamda ışık tutacak, aydınlık fikir ve düşüncelere sahip çağdaş , şahsiyetli siyaset ve spor adamları yetiştirmek gibi bir sorumluluğu olduğu gerçeğini görebilmeli ve unutmamalı.. Yazarken , konuşurken ve eleştirirken bile her an samimiyetsizleşebilir bir toplum ve insan haline geldik nedense... Kendisiyle samimileşemeyen , kimseyle samimi olabilir mi?..Ne zaman birbirimize güvenmeyi, candan sevmeyi ve kucaklamayı öğreneceğiz...Akılda tek yapıcı güç olarak SEVGİYİ önerir.. Sevgiyi özleye özleye , söyleye söyleye , gerçek İnsanlık sevgisini yaymayı başaracağız elbette bir gün , ama bu kavramları iyice tanımlamayı öğrenmeliyiz ve öğretmeliyiz...