Osman Aydoğan


Sallasana sallasana mendilini?


Bugün size bir türkümüzü tanıtacağım? ?´Sallasana sallasana mendilini´´ isminde... Bir diğer adı da ?´Bir dalda iki kiraz´´ olan? ?´Bir dalda iki kiraz´´ diye başlar türkü, ?´eğer beni seversen, mektubunu sıkça yaz´´ diye yalvarılır sevgiliye. Devam eder sonra da ?´aramız derya deniz, ne bet kaldı ne beniz´´ diye kaderden de şikâyet edilir. Türkünün sonunda da ?´Kurban olduğum Allah, canım al yârim alma´´ diye Allah´a dua edilir? Türküde; ?´eğer beni seversen, mektubunu sıkça yaz´´ diye yalvarılır ya sevgiliye. O zamanlar ne e-posta vardır ne Facebook ne de WhatsApp değil mi? ?´Eğer beni seversen, WhatsApp´tan mesaj yaz´´ diye söylenirdi herhalde eğer günümüzde söylenseydi türkü! Ve nakaratlarda da hep mendilin sallanması istenir. Çünkü o zamanlar gurbete ya da uzun yolculuğa uğurlarken sevgiliye hep mendil sallanır... Zira o zamanlar dokunmak, sarılıp öpüşmek, koklaşmak ayıptır! Türkünün sözlerinden de anlıyoruz ki (aranın derya-deniz oluşu, sevgiliye mendil sallanması, ne bet ne beniz kalması vb.) bu türkü bu coğrafyanın bir yazgısı olan bir ayrılık türküsüdür? Eski Yeşilçam filmlerinin bir kısmı bir türkü üzerine kurgulanır veya en azından film içinde bir türküye de yer verilirdi. Yeşilçam filmlerinde yer alan bir türkü de işte bu türküdür. Başrollerini Emel Sayın ve Engin Çağlar´ın oynadığı ´´Hasret´´ adlı filmde kötü kadın Suzan Avcı´nın ardından Münir Özkul mandolin eşliğinde ağlaya ağlaya bu türküyü söylerdi. ?´Ah nerede´´ filminde ise Adile Naşit evde temizlik yaparken söylerdi kaderine ah, vah ederek? İsmini hatırlayamadığım dizilerde de yer almıştı bu türkü? Bu türkü aslen ?´saba´´ makamında bir İstanbul türküsüdür? Ancak!... Hani 1990´lı yıllarda sıkça (ve de çokta erken!) kullandığımız bir deyim vardı ya ?´Adriyatik´ten Çin Seddi´´ne kadar diye? İşte bu türkü de Adriyatik´ten Çin Seddi´ne kadar her toplumun, her milletin dilinde gönlünde yer etmiş, bu bölge insanlarının gönül telini titretmiş bir türküdür. Bu türkü Arnavutlarda var, Yunanlarda var, Kırım Türkünde var, Ermenilerde var, Azerilerde var, Türkmenlerde var, Özbeklerde var, herkes de var... Gerçi Anadolu Türkünde de vardı da onu da bizler unuttuk değil mi? Kırım Tatarlarında; "eki çeşme yan yana, su içtim qana qana, seni doğuran ana, olsun maña qaynana" diye söylenir. Bu Kırım Tatar türküsü söyleyen Susana Memetova´nın bağlantısını yazımın sonunda vereceğim. İran Kürtlerinde de ?´naki naki´´ diye, Yunanlarda da ?´sala sala´´ diye söylenir bu türkü? Yunanca bağlantısını da yine yazımın sonunda vereceğim... Bu bağlantılardaki türkü yorumlarını dinlemenizi isterim? İşte görüyorsunuz ya; Adriyatik´ten Çin Seddi´ne kadar olan bölgede çizilen sınırlar ne kadar da yapay çizgiler değil mi? Mevcut yapay sınırları oluşturanlar da etnisite ve mezhepler değil midir? Öyleyse bu coğrafyada neden hala etnisitenin ve mezheplerin peşinden körü körüne gidilir ki? Yoksa emperyalizm böyle emrediyor, böyle istiyor diye mi? Yazılarımda sürekli vurgu yaparım ya; ´´bu coğrafya bizim, bu topraklar bizim, bu ürünler, bu mahsul bizim, bu edebiyat, bu şiirler bizim, bu şarkılar, bu türküler bizim?´´ diye... Bizim olan bu coğrafyada niye birlik olamayız ki? Bir mezhebin ve bir etnisitenin peşine takılırsanız eğer birlik olamadığınız gibi paramparaça olur, emperyalizme işte o zaman yem olursunuz değil mi? Tıpkı şimdi olduğu gibi! Bu türküyü diğer dillerde dinlediğimde dikkatimi çeken bir şey var. O da şudur: Bu türkü bir ayrılık türküsüdür. Neşeli bir türkü değildir. Bir ağıt, bir feryâd, bir figân türküsüdür... Bu Kırım Tatar türküsünde de böyle, Yunan türküsünde de böyle? Ancak bizler bu türküyü tavernalarda, eğlence mekânlarında, düğünlerde oyun havası olarak, göbek atarak söylüyoruz, dinliyoruz... Önce şaşırıyorsunuz ?´niye böyle´´ diye? Sonra düşününce yaptığımıza hak veriyorsunuz!... Zaten ağlanacak her halimize hep gülmüyor muyuz ki bu feryâd, figân, ağıt türküsüne de gülmeyelim!.. Zaten bu türkünün "Kurban olduğum Allah, canım al yârim alma´´ kısmını da ?´Kurban olduğum Allah, yârim al canım alma´´ diye de değiştirmedik mi? Artık dualarımız da böyle değil mi? Toplum olarak bir felaket mutasyona uğradık biz... Allah sonumuzu hayretsin! Ve türkünün sözleri: Bir dalda iki kiraz Bir dalda iki kiraz Biri al biri beyaz Eğer beni seversen Mektubunu sıkça yaz Sallasana sallasana mendilini Akşam oldu göndersene sevdiğimi Sallasana sallasana saçlarını Akşam olsun söyleyeyim suçlarını Bir dalda iki ceviz Aramız derya deniz Sen orada ben burda Ne bet kaldı ne beniz Sallasana sallasana mendilini Akşam oldu göndersene sevdiğimi Sallasana sallasana saçlarını Akşam olsun söyleyeyim suçlarını Bir dalda iki elma Birin al birin alma Kurban olduğum Allah Canım al yârim alma Sallasana sallasana mendilini Akşam oldu göndersene sevdiğimi Sallasana sallasana saçlarını Akşam olsun söyleyeyim suçlarını