Oğuz Gümüşkaynak


Rüyanı mı anlatıyorsun?


Esiyorsun yağıyorsun gürlüyorsun ama sonuca baktığımızda elde var sıfır. Gürleyen hava yağmur bırakmazmış derler. Amerikalıları azarlıyorsun İslama yön veriyorsun dünyaya akıl satıyorsun tıpkı garip Vahap´ın hayalindeki kişiye benziyorsun. Garip Vahap hep hayal ile yaşamış kalvaltıyı Fransa´da öğle yemeğini Amerika´da akşam yemeğini Afrika´da viskisi İskoçya´da beş çayınıda Rize´de içme hayaliyle yaşamış ve ölmüş ama hayalini kurduğu hiç bir şeyi yaşayamamış sadece konuşmuş. Rüyanı anlatıyorsun somut bir şeyin yok bunu sende biliyorsun seni dinlerken soru yönetecek kişileri soyutluyorsun cevabını veremediğin söylemlere de söylemin sahibini de yerden yere vuruyorsun. Düşündüğünü değil ağzına geleni verip veriştiriyorsun sonrada birilerini mekanında toplayıp kendini bol bol alkışlatıyorsun. Bu alkışlarda çok hoşuna gidiyor değilmi daha önce anlattım bakın yine anlatayım. Avradın Hasan Kayseri´de Ermeniler´in ikamet ettiği mahallede otururmuş Ermeniler Hasan ağadan çok çekmişler. Eskiden evler tek katlı olur pencere tarafıda genelde sokağa bakardı. Avradın Hasan Ermeni Agop´un evinin önünden geçerken Agop eşine yüksek sesle tuttum Avradın Hasan ağayı yakasında verdim tokatı, verdim tokatı. Lan Hasan ağa bir daha bizim Ermenilere dokunursan laf söylersen şöyle yaparım böyle yaparım dedim. Oda aman Agop ben ettim sen etme diye yalvardı. Bu söylemi Hasan ağa duymuş pencerenin altına gelmiş çık lan Agop dışarı diye bağırmış bunu duyan Agop´un ayakları birbirine dolaşmış ne yapsın pencereyi açmış gözünü sevdiğimin Hasan ağası tövde haşa ben hanıma rüyamı anlatıyordum demiş sende öyle valla sanki rüyanı anlatıyorsun ses var görüntün yok abi