Osman Aydoğan


Ruhumuzun gıdası kelimeler... (4)


Ne yazık ki Türkçemizdeki yabancı dillerin hâkimiyeti nedeniyle ne Wilhelm von Humbolt´un ne de Ludwig Wittgenstein´in düşünceleri doğrultusunda gelişmeler olmuştur. Ne dilimiz gelişmiştir ne de kültürümüz. Ayrıca anlam dışında gramer olarak de yabancı sözcükler, Türk Dili´nin ses yapısına aykırı olması nedeniyle Türk Dili´ndeki ünlü ile ünsüz uyumlarını bozarak ses çirkinliğine neden olmuş ve olmaktadırlar. Yabancı sözcükler, dilbilgisinde aykırı durumlar yaratarak Türk Dili´nin kurallı yapısını güçsüz düşürmektedirler. Bir başka açıdan da yabancı sözcüklerin varlığı ulustan kopuk bir aydın kesim yaratmaktadır. Çünkü her yabancı sözcük geldiği dilin kültürel taşıyıcısı olmaktadırlar. Dilimizde gereksiz yere duran yabancı sözcükler, Türkçelerinin ölümüne neden olmaktadır. Kimi kök sözcüklerin ölü kalması, pek çok yabancı sözcüğe karşılık bulunmasını engellemektedir. Yabancı tek bir sözcük için Türkçe bir kök sözcük ve bu kökten türetilebilecek yaklaşık 400¹² sözcük feda edilmektedir. Teknik bir sözcük olan Compüter ?´Bilgisayar´´ olarak Türkçeleştiğinde Türkçeleştirmeye karşı olanlar ?´Leyla Sayar´ın kardeşi mi diye küçümsemişlerdi? Keşke sadece Compüter değil, ?´otomobil´´ de, ?´telefon´´ da ?´televizyon´´ da ve sayamadığım nice teknik yabancı sözcükler de Türkçeleşseydi? Dilimizi Türkçeleştirilirken eski sözcükler de ata ata dil sığlaştırılmıştır. Örnek olarak; ?´Birinci Dünya Harbinde Çanakkale muharebelerindeki Arıburnu mücadelesi´´ diye ifade edildiğinde üç boyuttan bahsedilmektedir (harp, muharebe ve mücadele). Arapça bir sözcük olan ?´harp´´ karşılığı Türkçe ?´savaş´´ iken, yine Arapça bir sözcük olan ?´muharebe´´ ve ?´mücadele´´ sözcüklerine Türkçe sözcükler üretilmemiştir. Yukarıda verdiğim örneği ?´Birinci Dünya Savaşında Çanakkale savaşındaki Arıburnu Savaşı´´ diye söylendiğinde üç boyutlu bir dünyadan tek boyutlu bir dünyaya inerek düşünce yoksulluğu yaratılmıştır. Yine güncel bir ifadeyle ?´şampiyon Fenerbahçe´´ diye şarkı söylendiğinde bir tek Türkçe sözcük kullanılmamaktadır. Çünkü ?´şampiyon´´ Fransızca kökenli, ?´fener´´ Rumca kökenli, ?´bahçe´´ ise Farsça kökenli sözcüklerdir. Eğer yabancı sözcük diye ?´fener´´ ve ?´bahçe´´ sözcükleri Türkçe´den atılırsa Türk edebiyatı da kökten yok edilir. Bugün Mustafa Kemal Atatürk´ün ?´Gençliğe Hitabesi´´ ilk hali ile okunduğunda verdiği anlamla Türkçeleştirilmiş hali ile okunduğunda verdiği anlam bir değildir. ?´Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur´´ ifadesindeki anlamı, ?´Gereksinim duyduğun güç damarlarındaki soylu kanda bulunmaktadır´´ ifadesi vermemektedir. Dilimize yerleşmiş ve artık Türkçeleşmiş yabancı sözcükler değiştirilmeye zorlanmamalıydı, onun yerine yeni özellikle teknik yabancı sözcüklerin (televizyon, telefon, faks, internet, otomobil vb.) yerine Türkçe sözcük konulmalıydı? Ne yazık ki dilimizi Türkçeleştirirken yapılan yanlışlıklar verdiğim bu örneklerle sınırlı değildir, yapılan yanlışlıklar saymakla bitmez. *** Ve İncil´de geçen bir ayet: ??Sorun; bu dünyada insan olmanın ne anlama geldiğini tanımlamaya yetmeyecek kadar az kelimeye sahip olmamızdır. Ve Dünyada en büyük trajedi, insanoğlunun uyanamadan ölecek olmasıdır.´´ Türkçe´nin kullanımındaki ?´nitelik´´ sorunu... Dildeki kelime hazinesi bu şekilde azalırken kullanılan kelimelerin de kalitesi bozulmuştur. Tıpkı beslenmemizde biyoçeşitlilik azalırken kalan besinlerin de GDO´lu olmaları gibi kalan kelimelerimiz de GDO´lu hale gelmiştir. ?´İyi´´ ve ?´güzel´´ veya ?´kötü´´ ve ?´çirkin´´ sözcüklerin kullanımı kültürden kültüre değişmekte bu da o kültürdeki insanların dünyaya iyimser veya kötümser bakmasına yol açmaktadır. Ne yazık ki kültürümüzde ifade aracı olarak çoğunlukla ?´kötü´´ ve ?´olumsuz´´ kelimeler kullanılmaktadır.