Osman Aydoğan


Ramazan ayı...


Ramazan ayı hicri takvime göre üç ayların (Recep, Şaban, Ramazan) sonuncusu olan dokuzuncu aydır. Kur´an-ı Kerim bu ayda indirilmeye başlanmıştır. (?Ramazan ayı, insanlara yol gösteren, hidayeti, doğruyu ve yanlışı ayırt edip açıklayan Kur´an´ın indirildiği aydır...? Bakara suresi, 185) Bu nedenle de İslam dünyasında Ramazan ayına ayrıca ?Kur´an ayı? da denilmektedir. Çünkü Kur´an´ın indirilmeye başlandığı ve bin aydan daha hayırlı olan "kadir gecesi" bu ay içerisindedir ve tabi ki oruç ibadeti de bu ayda yapılmaktadır. Bazı din bilginlerine göre; Ramazan, Yüce Allah´ın isimlerinden biridir. Ancak burada bir incelik vardır: İbn´ül Arabî ´´Ramazan´´ isminin Allah´ın Esma-i Hüsnasından (güzel isimlerinden) bir isim olduğunu ifade eder. Bu sebeple Ramazan ayı kastedilirken ?´Ramazan geldi´´ yerine ?Ramazan ayı geldi? denilmesi daha uygundur. İslam dininin iki boyutu vardır: Birinci ve esas olan boyut terbiye ve ahlak boyutudur. İkinci boyut ise ibadet boyutudur. Birinci boyut olan İslam terbiyesi; ruh terbiyesi, kalp terbiyesi, ahlâk terbiyesi demektir. Bunlar olmadan Müslümanlık olmaz, ikinci boyut olan ibadetlerin makbul olması sağlanamaz, Allah´ın rızası ve sevgisi kazanılamaz. Ramazan ayı da işte bahsi geçen İslam terbiyesine ulaşmak için bir vesiledir? Ramazanın ibadetinin ilk özelliği açlıktır yani oruç? Ramazan orucunu emreden âyetin sonunda, bunun gayesinin mânevî, rûhî ve ahlâkî olduğuna işaretle, ?Ta ki ittika edesiniz´´ yani takva sahibi olasınız buyurulmaktadır. Demek ki oruçtan hedef takvadır. (Kalbi Allâh´tan uzaklaştıran her şeyden korumak) Allah (celle celâlüh) Kur´ân-ı Kerîm´in 150 kadar yerinde takvayı zikredip övmüştür. Allah indinde en makbul kimse en takvalı olandır. Hadîs-i şerîflerde belirtildiğine göre Ramazan´da, zahmetlerle yapılan ibadetler neticesi ulaşılan takvanın, iyi ahlakın ve iyi seviyenin Ramazan ayında bitmeyip kalıcı olması gerekir. Ramazan ayı; takvaya ulaşmak için günden güne sâfîleşip yüksele yüksele, ârifâne hayata geçilmesi; en sonunda da maddî, mânevî ve rûhî bakımdan gerçek bir bayrama erilmesi için bir vasıta, bir araçtır. Ramazan ayının sonunda ulaşılan gerçek bayram işte budur. Siz yine oruç tutarak takvaya ulaşmaya çalışın. Ancak; sokağınızda, mahallenizde veya yakınınızda bulunan ve tüm bir yıl oruç tutan (!) bir yoksulun, ihtiyacı olan birisinin ihtiyacını karşıladığınızda; bir düşmüşün, bir yoksulun, bir hastanın, bir yaşlının kulağına rahatlatıcı bir söz söylediğinizde; bir komşunuzun, karşılaştığınız bir insanın, bir tanımadığınızın yüzüne güldüğünüzde, onlara tebessüm ederek selam verdiğinizde; insanlara güzel sözlerle konuştuğunuzda; sokaktaki bir kediye, bir köpeğe, bir hayvana bir parça yiyecek, bir tas su verdiğinizde inanın daha fazla takvaya ulaşmış olursunuz? İşte o zaman Ramazan ayının sonundaki bayramı beklemeden gerçek bayrama da ulaşmış olursunuz? Ramazan ayınız kutlu olsun...