Osman Aydoğan


Politikanın bir başka araçla devamı olarak ?´Terör´´ -3-


Globalleşmenin kazananları olarak endüstri devletleri sayılırken, düşen hammadde fiyatları ve iç ekonomik varlık olarak parçalanma süreci yoluyla üçüncü dünya devletleri kaybetmişlerdir. Globalleşme yoluyla gelişmiş ülkeler ve uluslararası firma ve finans grupları sürekli zengin olurken ve dünyanın geri kalanlarına kendi şartlarını dikte ettirirken, kaybeden ülkeler ve gruplar bu meydan okuma ile karşı karşıya kalmışlardır. Globalleşmenin kaybeden ülkeleri kendi kimliklerini, kültür ve sosyal adaletlerini korumayı ve savunmayı ?´akılcı bir şekilde birleşip yönetme´´ yerine bölgeselleşmede, hizipleşmede, mezhepleşmede, etnisitede, ayrılıkçılıkta ve birbirlerini ötekileştirmede görmüşlerdir. Globalleşme arttıkça etnik, mezhepçi, ayrılıkçı, ötekileştirici ve radikal akımlar gelişmişlerdir. Terör yoluyla böylesi bir savaş yönetiminin amacı hedef toplumda ikilik yaratmak, inanış ve moral değerlerine zarar vermek, toplumu bir arada tutan sosyal elemanların yüksek değerlerini yok etmeye çalışarak rakibin direnme arzusunu kırmaktır. Bu strateji rakibe hiçbir başarı ümidi bırakmayacak şekilde arta kalan moral değerleri ve hukuk inançları ne varsa hepsini yok etmeyi hedef almaktadır. Bir devletin gelecekteki kaderini bizzat kendisinin tayin edememesinin kaçınılmaz sonucu olarak ortaya çıkan böylesi kanlı kapsamlı çatışmalar net bir şekilde beliren şu dört faktör tarafından tayin edilmektedir: Yeteneksiz hükümetler, devletin ve toplumun ortak değerlerinin güç kaybı, ekonomik yetersizlik ve postmodern çağda genel rekabete katılımda ait olunan kültür alanının yetersizliği. Bu gelişmeler nedeniyledir ki bugün için Afganistan´dan, Irak´a, Suriye´ye, Libya´ya kadar bölgede siyasi iktidarlar parçalanarak devlet kapasitesi çökertilmiş, paylaşılan ortak ulusal değer, ortak inanç ve ortak hikâyeler kaybolmuştur. Bu şekilde bölgede bir siyasal boşluk oluşmuş ve bu boşlukta etnik ayrılıkçı guruplar aşiretlerden de güç alarak bir kabile devletini, El Kaide, El Nusra, İŞİD gibi radikal dinci terör çeteleri ise ayrı bir din devletini inşa etmeye başlamışlardır. Böylesi bir tuzağa düşmemek ve böylesi bir akıbete maruz kalmamak için ülke içinde siyasi istikrar ile ekonomik temelin sağlamlığı, psikolojik, kültürel, hukuk, etik, demokratik ve ülkenin ortak değerleri, birleştirici, kucaklayıcı söylemler ve bu yöndeki uygulamalar, tepkisel değil de akılcı politikalar ile komşular ve büyük devletlerle olan iyi ilişkiler hayati önem kazanmaktadır. Zaman; kinle, nefretle, intikam duygularıyla hareket etme zamanı değildir. Zaman aklı selimle düşünme ve hareket etme zamanıdır. Ülkesi için kaygı duyanlara ve bu ülke yönetiminden sorumlu olanlara duyurulur?