Osman Aydoğan


Politikanın bir başka araçla devamı olarak ?´Terör´´ -2-


Son yıllarda yeni terörizmin niteliği de artmış, kullandığı güç ve şiddeti, planlama, organizasyon ve lojistik desteği normal bir harbi aratmamış ve terörizm ile mücadele bir ?savaş? olarak tanımlanır hale gelmiştir. Yeni rolünde terörizm kendisine asıl amaç olarak da rakibini psikolojik olarak zayıflatmayı seçmiştir. Bundan dolayı çatışmaların ana hedefi ülke silahlı kuvvetleri değil, hedef toplumun ekonomik, kültürel, moral ve ahlaki değerleri olmaktadır. Böylece yeni yüzyılın değişen güvenlik boyutu altında yer alan bir çatışma aracı olan ?´terörizm´´in önemi ve ağırlığı artan bir role soyunmuş ve ?´terörizm´´ uluslararası güç mücadelesinde fütursuzca kullanılır hale gelmiştir. Günümüzde artık ?savaş?, politikanın başka araçlarla devamı değildir. ?Terörizm? kriminal bir olay olmaktan çıkmış, ?terörizm? askerî bir karakter kazanarak politikanın başka araçlarla devamı hâline gelmiştir. Bu gelişmeler olurken 21´inci yüzyılda yoğun bilgi akışı altında yaratıcı yeteneği kaybolan kültürel çoğulculuk çatışmasında tek tek bireyler, özellikle aydınlar, entelektüel bir boyut oluşturamamışlar ve bundan da bir kimlik krizi ortaya çıkmıştır. Globalleşmenin baskısı altında hızlanan toplumsal süreç, geleneksel toplumsal yapıya aşırı bir yük getirmiş, politikanın çözüm bulamadığı klasik nasyonal devletlerde bu durumdan popülistler istifade etmişlerdir. Kültürel ve ekonomik globalleşme ne kadar fazla ise klasik devletteki popülistlerin yükselişi ve parçalanma da o kadar fazla olmaktadır. Bu durumdan en çok ekonomik ve kültürel zafiyeti olan ve siyasi istikrarı olmayan toplumlar daha fazla etkilenmişler ve etkilenmektedirler. Globalleşme yoluyla devletsel ve bölgesel yapıların parçalanmasına yol açan böylesi çatışmalardan Ortadoğu ve Afrika´daki klasik ham madde sunucusu olan ülkeler ilk olarak etkilenmişlerdir. Dünya pazarlarına ve kaynaklarına engellenmeden giriş, üçüncü dünyanın fakir ve ekonomik olarak henüz gelişmemiş devletlerinde, devletin iç yapısını felaket derecesinde etkileyen istikrarsızlıktan devlet sisteminin parçalanmasına, kültürel ve millî kimliğin yok olmasına varan yeni çatışmalara yol açmıştır.