ZEYNEP MÜLAYİM


PENCERELER...


Sabaha karşı mıydı bilmiyorum 
yoksa akşamüstü müydü 
belkide gece yarısı 
bilmiyorum 
girdi odama pencereler 
perdeli perdesiz 
ben basma perdeleri severim 
ama tül perdeler de vardı 
kara ustorlar da 
ustorları çekip çekip bırakıyordum 
bir daha inmez oldu kimisi 
kimisi bir daha çıkamadı yukarı 
ve camları kırık pencereler 
elimi kestim 
kimi camsızdı büsbütün 
camsız pencereler içime dokunur 
camsız gözlükler gibi 

Pencereler 
yağmur yağıyordu camlarınıza 
kızıl saçları kederli uzun 
ben alt dudağımda cıgaram 
türkü söylüyordum içimden 
yağmur sesini kendi sesimden çok severim 

Pencereler 
beşinci katta güneşli boşluğunuzda bir deniz 
bir deniz mavi yüzük taşından 
serçe parmağıma geçirdim usulcacık 
üç kere öptüm ağlayarak 
öpüp alnıma koydum üç kere 

Pencereler 
çıktım kırmızı velenseli yataktan 
çocuk burnumu dayadım terli camına pencerenin 
oda sıcaktı ve genç anamın kokusu vardı odada 
dışarda kar yağıyordu 
ben kızamık çıkarıyordum 

Pencereler 
sabaha karşı mıydı bilmiyorum 
belki de gece yarısı 
bilmiyorum 
odamın içindeydi yıldızlar 
ve gece kelebekleri gibi 
çırpınıyorlardı camlarınızda 
ben onlara dokunmaktan çekinerek 
açtım sizi pencereler 
salıverdim yıldızları geceye 
aydınlık sınırsız hür geceye 
yapma ayların geçtiği geceye 

kurtlar duruyor ayın altında 
hasta aç kurtlar 
kurtlar duruyor önünde pencerenin 
kadife perdeleri kapasam da sımsıkı 
ordadırlar bilirim 
gözetliyorlar beni 

Pencereler 
düştüm bir pencereden 
bir güzele bakarken 
dünya halime güldü 
güzel dönüp bakmadı 
belki farkında değildi 

Pencereler 
pencereler 
kırk evin penceresi odama girdi 
ben oturdum birinin içine 
sarkıttım ayaklarımı bulutlara 
bahtiyarım 
diyebilirdim belki

Nazım Hikmet

Sizlerle Nazım Hikmet´in Pencereler adlı şiirini paylaşmak istedim. Dünyanın hayranlığını kazanmış olan şairimizi bir kez daha anmış olduk. Sevgiyle kalın?