Osman Aydoğan


Pazar günü asla


"Pygmalion´´ eski bir mitolojik öyküdür. Bu öyküye göre; Kıbrıs prensi, heykeltıraş Pygmalion, tüm kadınların kusurlu olduğunu düşünüp ideal bir kadının heykelini yapmaya çalışır. Galatea adını verdiği bu eser, o kadar güzel olmuştur ki, Pygmalion kendi eserine umutsuzca âşık olur ve onun gerçek olduğunu düşünmeye başlar. Daha sonra heykel canlanır. Bu öyküden yola çıkarak İrlandalı bir yazar George Bernard Shaw da ?´Pygmalion´´ isimli oyunu yazar. Oyunun konusu şu şekildeydi; üst tabakadan bir bilim adamı, bataklıktan çıkaracağı kaba saba konuşan eğitimsiz bir kadını kısa süre içinde büyüleyici bir sosyete gülüne dönüştüreceğine dair arkadaşı ile iddiaya girer ve sonunda yarattığı bu eserine âşık olur. Bernard Shaw´ın bu eseri Türk filmlerine de uyarlanır... Bunlardan birisi ?´Benim Tatlı Meleğim´´ adıyla gösterilen film, diğeri de 1942 yılında çevrilen ?´Sürtük´´ filmidir. Filmde Avni Dilligil, Halide Pişkin ve Hulusi Kentmen gibi oyuncular rol aldılar. Eserin bir diğer Türk uyarlaması da 1960 tarihli ?´Aslan Yavrusu´´ adlı Hulki Saner filmidir. Bu filmde de Orhan Günşiray, Leyla Sayar, Suphi Kaner, Ahmet Tarık Tekçe, İsmet Ay, Sami Hazinses ve Mualla Sürer oynarlar. Ayrıca; bu oyunun konusu Yeşilçam sinemasında birçok filmde de işlenir. Bu "Pygmalion´´ mitolojik öyküsünü esas alan 1960 yılı, Yunanistan - ABD ortak yapımı bir romantik komedi filmi var: ?´Pazar Günü Asla´´ (Never on Sunday ) Amerikalı senarist ve yönetmen Jules Dassin´in senaryosunu yazıp yapımcılığını üstlendiği ve aynı zamanda da başrollerini Yunan sinema sanatçısı Melina Mercouri´yle paylaştıkları filmin özgün müziğini de yine Yunan müzisyen Manos Hacidakis bestelediği film Türkiye´de de 1962 yılında gösterime girer. Film, Yunanistan´ın liman kenti Pire´de yaşayan, herkesin sevgilisi, hayat dolu, şakacı, altın kalpli ve eksantrik bir fahişe olan Ilya (Melina Mercouri) ile Yunan kültürü, tarihi ve hayat tarzıyla büyülenmiş eğitimli bir Amerikalı olan Homer (Jules Dassin)´ın öyküsünü anlatır. Homer, Ilya´nın yaşam tarzının kendisini büyüleyen Yunan kültürüne hiç de yakışmadığını ve bu kültürün yozlaşmasında onun da bir payı olduğunu düşünerek bu gamsız kadını doğru yola getirmeye çalışır. Bu açıdan bakıldığında film bir tür Pygmalion öyküsü gibidir. Ki daha sonra Amerikalı sinemacı Jules Dassin, senatör McCarthy´nin ülkede başlattığı Komünist avı ve bunun için kurduğu cadı kazanının akabinde ülkesini terk ederek Fransa´ya yerleşip 1966 yılında da Melina Mercouri´yle evlenmişlerdi. "Pazar Günü Asla", Mayıs 1960´da ilk gösteriminin yapıldığı Cannes Film Festivali´nde festivalin büyük ödülü olan Altın Palmiye´ye aday gösterilir ve filmin başrol oyuncusu Melina Mercouri´ye aynı yarışmada "en iyi kadın oyuncu" ödülü verilir. Film yine aynı kategorilerde Altın Küre ve BAFTA ödüllerine aday gösterilir. Film ayrıca dört dalda daha Oscar´a aday gösterilir. Filmin özgün müziğini yapan Yunan besteci Manos Hacidakis, film için bestelediği ve filmde Melina Mercouri´nin Yunanca seslendirdiği "Ta paidia tou Peiraia" (Pire´nin Çocukları) adlı şarkıyla ?´En İyi Orijinal Şarkı Akademi Ödülü´´nü kazanır. Melina Mercouri´nin Yunanca seslendirdiği "Ta paidia tou Peiraia" şarkısını daha sonra İtalyan asıllı Fransız sanatçı Dalida (Iolanda Cristina Gigliotti) (Vefatı: 1987) "Les enfants du Pirée" ismiyle Fransızca seslendirir. Ancak bu şarkının en güzel yorumu orijinal haliyle Melina Mercouri´nin yorumudur. Cıvıl cıvıl, fıkır fıkır çok güzel bir şarkıdır... Hatta hatta şarkıyı beğenmişseniz eğer, yazımın sonunda verdiğim bütün bağlantıları dinleyin ta ki şarkı zihninizde takılmış bir plak gibi dönene kadar... Hatta bağlantılarını verdiğim şarkıların devamlarını da dinleyin! Ve görün ki şarkıdaki melodi ve şarkıya eşlik eden görüntüler bizlere ne kadar tanıdık veya ne kadar yabancı!... Ve fark edin ki bizler yaşadığımız hüznün müziğini yapmışız! Yazar Mehmet Eroğlu´nun ?´Zamanın Manzarası´´ (Agora Kitaplığı, 2013) isimli bir kitabı vardı. Ve kitap şu cümle ile başlardı: ?Mücevher takmamıştı ama gözleri vardı? Filmde de öyleydi... Filmde Melina Mercouri mücevher takmamıştı ama gözleri vardı, gözleri!... Bu filmde Melina Mercouri´nin mücevher gibi gülen ışıldayan gözleriyle, cıvıl cıvıl yaşam enerjisiyle ve yaşam sevinciyle Altın Palmiye ödülünü, ´´En iyi kadın oyuncu´´ ödülünü ve bu mükemmel şarkısıyla da ?´En İyi Orijinal Şarkı Akademi Ödülü´´nü fazlasıyla hak eder... Tabii ki böyle bir sanatçıyı da Yunanlılar unutmazlar ve Atina´da bir parka heykelini dikerler...