Osman Aydoğan


Paul Valery

Fransa’nın yetiştirdiği en büyük şairlerden ve düşünce insanlarından birisi olan Paul Valery’den bahsetmek istiyorum…


Paul Valery

Şiir üzerine

Mademki haftaya şiirle (Annabel lee) başladım… O halde şiir ile devam edeyim istedim… Her ne kadar Alman ekolünden de olsam şiir denilince illaki de Fransız şiiri derim… Bertolt Brecht'in en güzel şiirlerinden birisi olan ‘’Erinnerung an die Marie A. (Marie A.'nın Anısına) şiiri teee lise yıllarımdan beridir ezberimdedir. Niye ezberledim? Kim çevirirse çevirsin şiirin hiçbir çeviri Türkçesi şiirin orijinal dili kadar bana ne tat veriyor ne de anlam veriyor da ondan. Bu noktada şunu söyleyebilirim ki şiir çevrilemiyor, çevrileceği dilde yeniden yaratılıyor, o dile adapte ediliyor… İşte bu nedenle sırf Fransız şiirlerini Fransızcasından okumak için Fransızca öğrenmek isterdim...

Fransız şiiri

Fransız şiiri okudukça derinleşen, anladıkça genişleyen, içselleştirdikçe içinde kaybolunan sonsuz bir umman gibidir… Zaman zaman bu sitemde Louis Aragon’dan, Arthur Rimbaud’an, Charles Baudelaire’den, Gerard de Nerval’den ve Paul Eluard’dan örnekler vermiştim… Özellikle Charles Baudelaire’den… Bugün ise Fransa’nın yetiştirdiği en büyük şairlerden ve düşünce insanlarından birisi olan Paul Valery’den bahsetmek istiyorum…

Paul Valery

Paul Valery (1871 - 1945), 20. yüzyılın en büyük şairlerinden, en büyük sanatkârlarından, şiirini  musiki üzerine bina etmiş, bir hayal dünyası ile yoğurmuş, Sembolizm akımının en önemli temsilcilerinden biri olan Fransız şair, yazar ve düşünürdür. 1894'ten başlayıp ölünceye kadar her gün düşüncelerini defterlerine not eder. Valery, bu şekilde kaleme aldığı 271 adet defterde insanın bilinç tahlilini yapar… Söz konusu defterlerin içeriğinde din, siyaset, kültür, sanat, felsefe konularında birçok yazı bulunur.  Paul Valery, bilincini kaydettiği ve yazarın kimliğinin aynası sayılan bu defterleri “Cahiers” adıyla yayınlar… Bu kitap ülkemizde ‘’Defterler / Cahiers’’ (Ankara Üniversitesi Basımevi, 1965) yayınlanır…

Paul Valery  şairliğinin yanında, sanattan bilime, psikolojiden dil konusuna dek pek çok alanda özellikle felsefe ve eğitim üzerine de yazıları vardır. Paul Valéry bu düşünce zenginliğini beş kitaplık “Variétés” (Çeşitlemeler) adlı yapıtında toplar... Ancak ne yazık ki bu kitap ülkemizde yayınlanmaz… Ne de olsa içinde felsefe vardır, zararlı olabilirdi! 

Hayatının son dönemlerinde College de France’da Şiir Kürsüsü Profesörlüğü ile onurlandırılır…

Ancak Paul Valery’nin ülkemizde Türkçe olarak şu kitapları yayınlanır:  ‘’Monsieur Teste’’ (Everest Yayınları, 2016), ‘’Eupalinos ve Öteki Söyleşimler’’ (Yapı Kredi Yayınları, 2018), ‘’Degas Dans Desen’’ (Yapı Kredi Yayınları, 2018), ‘’Mimar Üzerine Aykırı Düşünceler’’ (Janus Yay. 2018), ‘’Bugünkü Dünyaya Bakış’’ (Çan Yayınları, 1972) ve ‘’Tinsel Kriz’’ (Afa Yayınları, 1996)

Paul Valery, şiirde sembolizm akımının öncülerinden birisi olarak kabul edilir. Paul Valery, şiirlerindeki anlamı direkt olarak okuyucuya vermez… Paul Valery’nin şiirlerinde okuyucu şiiri anladığı şekilde hayal eder… Paul Valery, şiirdeki anlamı okuyucunun avcuna bırakmayarak, anlamı okuyucunun kendi iç dünyasında aramasını sağlar. Paul Valery’e göre anlam, şiirin sunduğu imgeden, hayalden başka bir şey değildir. Bunun için Paul Valery; "Bir edebi eserin değeri, her kişiye göre ayrı bir yoruma meydan vermesidir" diye düşünür…

Bu düşünceyi bizden Ahmet Haşim de savunur. (Ahmet Haşim’i de bu sitemde uzun uzun anlatmıştım) Paul Valery’e göre şiirler ilerlemezler ve aşılmazlar… Onlar yeniden doğarlar… Bu düşüncesini şöyle ifade eder Valery: "Bir şiir asla bitmez, sadece terkedilir." Paul Valery'e göre şiir ile düz yazı arasındaki farklılık, yürümekle dans etmek arasındaki farklılığa benzer.

Paul Valery dil için; "ete saplanmış Tanrı" der. Bu şekilde dile hâkim olmanın yabana atılmayacak bir güç ve iktidar kaynağı olduğunu ifade eder. (Bu sözü desteklercesine bir Yunan atasözü de vardı: ''Kelimenin gücü Tanrı'nın gücüne eşittir.'' (Dil konusundaki düşüncelerimi bu sitemde ''Dil ve Türkçe Üzerine’’ başlığı altında 11 seri yazım ile uzun uzun anlatmıştım.)

Paul Valery, Andre Gide'nin yakın arkadaşıdır. Andre Gide’ye adadığı ‘’La jeune Parkue’’ (Genç Park) ile ''Deniz Mezarlığı'' adındaki şiirleri, Fransız çağdaşlarını olduğu kadar bizden Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Hamdi Tanpınar gibi şairleri de etkiler… Ahmet Hamdi Tanpınar kendisinden ‘’üstat’’ diye bahseder.

Protest müzik grubu olan ‘’Ezginin Günlüğü’’nün müziği Cüneyt Duru’ya ait ‘’Cin’’ isimli şarkısı Paul Valery’nin ‘’Le Sylphe’’ isimli şiirinden alınmıştır:

Cin

Ne gören var ne bilen
Bir kokuyum büyülü
Yelle savrulup gelen
Ne diriyim ne ölü

Ne gören var ne bilen
Bir düş, ya bir düşünce
Düğüm çözülür hemen
Elimi değdirince

Ne okur ne anlarsın
En iyi kafaların
Ne kolay yanılması

Ne gören var ne bilen
Çıplak bir göğüs birden
İki gömlek arası

Çeviri şiiri öldürür

Paul Valery, yazımın girişinde verdiğim düşüncemi desteklercesine ‘’çeviri şiiri öldürür’’ derdi ama ben yine de şiir sever arkadaşlarım için bu şiirin çevirisini yazımın sonunda veriyorum.

‘’Çevirinin şiiri öldürdüğü’’ konusunu Edip Cansever’in ‘’ Şiiri Şiirle Ölçmek Şiir Üzerine Yazılar, Söyleşiler, Soruşturmalar’’ (YKY, 2017) isimli kitabında geçen bir hatırasıyla açıklamak istiyorum:

Edip Cansever, ilk şiir kitabı basıldıktan sonra bir tanıdık sayesinde Ahmet Hamdi Tanpınar’la buluşmaya gider. Narmanlı Han’da buluşurlar ve Tanpınar, Edip Cansever’in şiirlerini okuduktan sonra; "Bunlar muhteşem şeyler ama şiir değiller" der. Ve Tanpınar okuması için Edip Cansever’e Paul Valery'nin bir kitabını verir. Edip Cansever, o sıralarda Fransızca dersi almaktadır ancak Fransızcası Valery okuyacak kadar iyi değildir. Fransızca dersi aldığı hocasından Valery’nin bazı şiirleri çevirmesini ister.. Ancak hocasının yaptığı çevirileri okuyunca hayal kırıklığına uğrar. Bu olaydan sonra Edip Cansever uzun süre Paul Valery'nin şiirleriyle ilgilenmez. Sonunda anlattığı bu anısını şu cümlelerle tamamlar; "Yıllar sonra anladım ki, hocamın Fransızcası kusursuzdu ama hiç şiirce bilmiyordu. Bu yüzden Valery'i uzun süre fark edemedim…"

Paul Valery’nin üzerinde düşünülmeye değer sözleri:

Paul Valery, 1945 yılında vefat ettiğinde devlet töreni ile defnedilir... Ne de olsa Fransa şairlerinin, düşünürlerinin kıymetini bilir. Bir benzetme yapmam gerekirse Paul Valery, Fransa'nın Attila İlhan'ı idi...

Bu nedenle Paul Valery’yi daha iyi tanımak için onun ‘’Deniz Mezarlığı’’ isimli şiiri vermeden önce Paul Valery’nin aşağıda yer verdiğim her birisi aforizma niteliğindeki sözlerini aktarmak istiyorum. Üzerinde düşünmeniz dileği ile…

* Savaş, birbirini tanımayan insanların, birbirini tanıyıp gayet iyi geçinen insanların çıkarı için birbirlerini katletmesidir.

* Sertlik, bir çeşit ahmaklıktır.

* Velev ki rüyalarını yazmak isteyen adam bile, azami şekilde uyanık olmalıdır.

* Bir şey arzu etmek, mutlu olmamak demektir.

* Eğer devlet güçlü olursa, o bizi ezer. Eğer o zayıf olursa biz yok oluruz.

* Politika, insanları kendilerini ilgilendiren işlerden alıkoyma sanatıdır.

* Hayatta en hızlı eskiyen şey, yeniliktir.

* Toplumun en büyük kötülükleri seçim ve diplomadır.

* Yoksulluk deyip de geçme; en büyük zenginlik onun zenginliğidir, bir kez olsun sofrasına oturmadan, onun ekmeğini yer herkes; yerler yerler, tüketemezler.

* Düşünür; yeniden düşünen ve şimdiye kadar üzerinde düşünülmüş şeylerin asla yeterince düşünülmemiş olduğu kanısına varan kimsedir.

* En önemli düşüncelerimiz, duygularımızla çelişenlerdir.

* Her zaman yazabileceğimi hiçbir zaman yazmam.

* Herkes tarafından doğru kabul edilen şeyler büyük olasılıkla yanlıştır.

* Yazmak, geleceği görmektir.

* Yaşamak için unutmak lazımdır.

* Kendimizden ne kadar habersiz olduğumuzu, yazdıklarımızı tekrar okurken anlarız.

* Başarı, insanın isteğini elde etmesi, mutluluk ise, elde ettiğini istemesidir.

* Kitapların gayesi insanlara dürüst, terbiyeli ve çalışkan olmayı öğretmektir.

* İçimde bir ada yapmıştım; zamanımı onu tanımak, onu tahkim etmek için kullanıyordum.

* Ciddi insanlardan pek az fikir çıkar. Fikirlerle dolu insanlar, asla ciddi olmazlar.

* Bir budalanın aklından neler geçer bilmiyorum ama zeki bir adamın aklı budalalıklarla doludur.

* ... Buradan yola çıkarak, en güçlü zihinlerin, en öngörülü mucitlerin, en bilge düşünce âlimlerinin meçhul yaşamları boyunca cimri davranmış ve sırlarını kimselere açmadan ölüp gitmiş insanlar oldukları kanısına vardım...

* Söylediğin her şey seni anlatıyor. Özellikle başka birinden söz ettiğinde…

* Yüksek seviyede olan hiçbir kültür "saf" değildir. Medeni milletlerin istisnasız hepsi başka milletlerin kültürlerinden istifade etmişlerdir. Arslanın vücudu yediği ve sindirdiği hayvanlardan oluşur.

* Ne mutlu kendileri ile barışık olanlara, kendileri ile diyalog içinde olanlara!

* Gördüklerim beni kör ediyor, işittiklerim sağır. Bilginlerimse zır cahil.

* Bulmak bir şey ifade etmez. Zor olan bulunanı tamamlamaktır.

Ve en önemli sözü:

* Düşüncenin üstesinden gelemeyen, düşünenin üstesinden gelir.