ERDİNÇ SANDALCI


ORADA BİR KÖY VAR UZAKTA...


Evet, orada bir köy var uzakta. O köy bizim köyümüzdür. Gitmesekte, görmesekte o köy bizim köyümüzdür... Orada bir köy var uzakta.. Gitmesekte, görmesekte o çocuklar, Leylalar, Eylüller bizim çocuklarımızdır bizim...Yani hepimizin, toplumumuzun, Devletimizin çocuklarıdır onlar, yalnızca o Ailenin değil..... Kor ateş sadece düştüğü yeri yakmakla, acı vermekle kalmadı, tıpkı bir orman yangını gibi tüm vatandaşlarımızın yüreklerini ve ciğerlerini çayır çayır yakmış , tahammül edilmez bir acı verip ülkemiz geneline yayılmıştır ... Bu yangın ve acı ne kolay söner, nede kolay diner.. Öyle kolay kolay unutulup üstü küllenecek bir acı değil , her Anne ve Babanalar için...Evlât acısı, evlât... Özellikle düşüne biliyor musunuz? Eylülün Anne ve Babasının şu an neler hissedip duyduklarını ve yaşadıklarını... Can parçası, yaşam kaynağı, hayata onunla tutunup bağlanmış, ona nefes olmasını sağlamış, yavrularının acımasızca, gözü dönmüş KARA VİCDANLI CANİLER tarafından içler acısı bir şekilde canlarına kıyılması hem yeryüzünde ki İNSANLIĞI , hem de Anne ve Babayı eksiltip , hayat damarlarından ve organlarından birini yarım bırakmıştır... Siyasetçilerimizin o an acının verdiği demeç ve söylemlerle değil, vatandaşının yaşam hakkı olan , yasalarımızda da var olan " CAN güvenliğini " koruma adına çıkaracağı caydırıcı kanun ve önleyici tedbirleri bir an önce hayata geçirilmesi toplumumuzun öncelikli beklentisidir... Yoksa bu ACI kolay kolay dinmez.. Çünkü bu acı EVLÂT ACISIDIR, hiç bir zaman unutulup küllenmez... Caniler tarafından acımasızca canlarına kıyılan yavrularımızın ölümlerinin sene-i devriyesi olan bu günü , Asil Türk halkı unutmadı , unutmayacaktır...Mekanları Cennet, kabirleri Gül ve Gülistanlık olsun...