Oğuz Gümüşkaynak


Okul açılıyor


Yıl 1963 okula yazılacağım. Öyle bir heyecan ki okulda okumak çünkü yapacak hiç bir şeyimizin olmadığı yıllar. Ya radyo ya gazete yada gidersek büyüklerin yanında sinema henüz okumayı bilmediğimize göre gazeteyi çıkarırsak sadece radyo ve sinema kalıyor elde. Okuyacak adam olacaktık. Ahmet Hilmi Güçlü´nün alfabesiyle siyah önlükler okulda sıraya girmek teneffüste koşmak yani şimdiki nesile göre çok ucuz ama bize göre paha biçilmez hayaller. Ne tablet ne akıllı telefon nede bilgisayar hayalini bile kuramadığımız televizyonlar kuru soğanın bile gün gelir bulgur pilavının yanında kuzu olarak yendiği yıllar.  Büyüklerimizin bize verdiği öğüte göre öğretmen çok ama çok kutsal bir kişilik.  Değil saygısızlık karşısında sırıtamazdık bile.  Siyah önlük beyaz yaka fasulye tanelerini kaynatıp küçük bir torbaya koyup okulda harfler yaptığımız kibrit çöplerinin ucunu yakıp matematik dersinde rakama dönüştürdüğümüz bazen derste silgiyi ortak kullandığımız Amerikan yardımı süt tozunu afiyetle içip naylon bardaklarla süt almayı beklediğimiz günler. 6´lı, 12´li  kuru boyalı renkli kalemler küçük üzerinde Nasrettin hocanın resminin olduğu defterlerimiz kar yağarken çoğumuzun giydiği lastik ayakkabılar dersin sonuna geldiğimizde eğer öğlenci isek sönen sobanın ılıklığındaki sınıfımızda üşümeye başlamışsak öğretmen müsaade ederse sırtımızdaki önlük üzeri giydiğimiz urbalar neler neler. Okumaya başladığımızda sağda solda zorlanarak okuduğumuz tabelalar ben bunları niye anlatıyorum ki bilemiyorum ama yokluk içindeki eğitim sistemimizde en büyük varlığımız vatan sevgisi idi. Milli bayramlar ve her milli bayramlarda yeniden var olduğumuz coşku her 10 kasımlarda yeniden ataya şükranlarımızı sunmamız her birimizin hiç bir çıkar gözetmeden seve seve vatana can verecek olmamızın eğitimi. Her gün okula gelirken zar zor geçimiyle çoluğuna çocuğuna belki bir şey alamamanın ezikliğini içinde yaşamasına rağmen takım elbisesi beyaz gömleği kravatı boyalı ayakkabısı tertemiz düzenli tıraşıyla öğretmenlerimiz her birinin içinde öğretme aşkı vardı.  Şimdimi mal meydanda boş ver be Oğuz hoca, dün dündü bu günde bu gün diyebildiğim gün hayattan zevk alacağımda!...