Osman Aydoğan


Nûrusiyâh -2-


Selimi Sâlisin (III. Selim) köşkünde doğan da ?anlatan- padişah çocuğudur. Şiirde bahsedilen ?´kara sevda´´ işte anlattığım o hikâyedir. Bu kara sevda; III. Selim´in sevdiği cariyesi, gözdesi Mihriban ile Mihriban´a musiki öğretsin diye görevlendirdiği devrin müzik üstatlarından bestekâr Sadullah Ağa arasındaki aşktır. Başlangıçta III. Selim âşıkları idam etmek istese de sonra affeder. ?´Süzudilâra´´; musikiye düşkün Üçüncü Selim´in kendisinin besteleyip Türk Sanat Müziğine hediye ettiği bir makamdır. Şiirde geçen ?´annem sustu´´, ?´babam küstü´´ vurgusu yaşadığımız çağa dönük her türlü değer yargısından ve insani değerlerden uzak bir yaşama karşı yapılan sitem gibidir. ?´Nûrusiyâh´´; Şeyh Galip´in ?´Hüsn-ü Aşk´´ isimli eserinde geçen ?´Aşk´´ın ?´Hüsn´´e (iyiye, güzele) ulaşmak için ?´Kalp Kalesi´´ne yaptığı zorlu yolculuktur. ?´Nûrusiyâh´´ bu anlamıyla bahsedilen bu aşk hikâyesini anlatır. ?´Nûrusiyâh´´ ayrıca tasavvufi anlamda da kullanılır; ??Nûrusiyâh´´; tasavvufî anlamda bir ilahi varlığa ulaşabilmek için gelinmesi gereken son noktadır. ?´Nûrusiyâh´´; ?´nokta-i süveydâ´´dır. ?´Nokta-i süveydâ´´; kalbin ortasında var olduğu tasavvur edilen siyah noktadır, insan kalbindeki ilahi mazhardır. ?´Nûrusiyâh´´; insanı kâmil olmak için kat edilmesi gereken aşamalar ve ulaşılması gereken son aşamadır. Ancak şiirin sonunsa Asaf Hâled bir feryat halinde çığlık çığlığa ?´nûrusiyâh´´a erişemediğini ifade eder: ?´ama ben niçin hâlâ nûrusiyâha ağlarım nûrusiyâaah nûrusiyâaahhh´´ Ve benim sebepsiz hüzün hep hocamdı ve hep nûrusiyâha ağladım ben? Bir not: Şiirde hep küçük harflerin kullanılması Asaf Hâled Çelebi´nin şiirlerinde hep küçük harfleri kullanmasından kaynaklanmaktadır.