Oğuz Gümüşkaynak


Niye böyle olduk ki?


Bir ülkenin bakanı 80 milyonun önünde yüksek bir sesle polislere yakaladığınız suçlunun bacaklarını kırın sorumluluk bende derse ülkede hukukun üstünlüğü ilkesini çiğneyip suçluluğu ispat edilene kadar herkes masumdur diyen anayasa maddesinin üstünü çizerse. Bakan doğru söylüyor diyen ve onu ayakta alkışlayan kişi bakanın polislere cesaret verdiği suçlunun suçunu işleyen iktidar partisinin idarecisi ülkede bacak kırılacak suçu işliyorsa bir ülkenin bir numarası kendi partisinden olmayan vatandaşlarına her gün kin nefret kusuyorsa yurtta sulh cihanda sulh ilkesi hiçe sayılır. İçerde ve dışarıda dost biriktireceğine nefretle bakan toplumları karşısına alıp namus sözcüğü dendiğine akla sadece kadının belden aşağıki yaşamı hatırlatılan söylemleri yapılıyorsa ülkemde televizyonun karşısına geçtiğimizde yada gazete sayfalarını karıştırdığımızda tıp fakültesi örgencilerinin engelli bir genci öldüresiye dövdükleri haberleri, örgencinin öğretmeni alnının ortasından vurduğu ve sonra bir yetkilinin çıkıp örgenciye yazık oldu açıklamalarından kısa bir sonrada tahliye olan öğrencinin durumunda destek alan bir başka öğrenci eylemi bir önceki olaydan örnek alarak aynı eylemin içersinde bulunuyorsa okulların haline vay ki vay. Her gün savaş çığlıkları atan devlet yöneticileri ardı arkası kesilmeyen şehit haberleri çocuklarını kendi elleriyle infaz eden babalar henüz oyun yaşındakileri çocuklara evlenme fetvası veren diyanet yetkilileri varsa ülkemde ne zaman normalleşiriz endişesi yerine günü kurtaran siyasi ve politik açıklamaların önüne geçilemiyor. Her gün her söylemin ardından içimizi karartan eylemlerin haberleri ile kalkıp bu iç karartan haberlerle yatıyorsak duyarsız bir toplum olma yolunda her gün biraz daha yol alıyorsak ne denir tek kelime ile toplumlar layık oldukları şekilde yönetilirlermiş demekten gayri bir şey düşünemiyorum.