Osman Aydoğan


Ne şairane mevsimdi sonbahar -2-

Bu yörenin en yeşil bölgesi olan Celâlâbâd’da yeşillikten hiç eser kalmadı artık.


Bu yörenin en yeşil bölgesi olan Celâlâbâd’da yeşillikten hiç eser kalmadı artık. Celâlâbâd; sarı, sapsarı, kahverengi, pastel bir renge büründü…

Celâlâbâd’da çığlık çığlığa, bağıra bağıra, haykıra haykıra bir sonbahar daha geçti...

Mevsim, Cahit Sıtkı Tarancı’nın bir şiirindeki dizeleri gibiydi aynen; ''Ne şairane mevsimdi sonbahar'':

‘’Ne şairane mevsimdi eskiden sonbahar

Bahçeleri talan eden bir deli rüzgârdı

Kırılan dal düşen yaprak şaşkın uçan kuşlar

Eskiden sonbaharın bir güzelliği vardı

 

Gel gör ki Atatürk'ün ölümünden bu yana

Sonbahar dahi bir tuhaf bir başka geliyor

Vatan gerçeklerini hatırlatıp insana

Türk yüreklerimizi burka burka geliyor’’

Şair Tarancı’nın söylediği gibi o şairane mevsim ''sonbahar'' gitmiş ve nihayetinde memlekete hüzün gelmiştir... Gayri yüreklerimizi burkan vatan gerçekleri vardır... Artık bahçeleri talan eden bir deli rüzgâr vardır... Kırılan dal, düşen yaprak ve şaşkın uçan kuşlar vardır...

Bu nedenledir ki Şair Tarancı yine ''Atatürk'' şiirinde Atatürk'ün bu manzara karşısındaki üzüntüsünü anlatır:

‘’Atatürküm eğilmiş vatan haritasına

Görmedim tunç yüzünde böylesine geceler

Atatürk neylesin memleketin yarasına

Uçup gitmiş elinden eski makbul çareler

Nerde istiklâl harbinin o mutlu günleri

Türlü düşmana karşı kazanılan zaferi

Hiç sanmam öyle ağarsın bir daha tan yeri

Atatürküm ben ölecek adam değildim der.

Git hemşehrim git kardeşim toprağına yüz sür

Odur karşı kıyadan cümlemizi düşünür

Resimlerinde bile melül mahzun düşünür

Atatürküm kabrinde rahat uyumak ister.’’

Ey Türk istikbâlinin evlâdı! Anlıyor musun? Yüreklerimizi burkan vatan gerçekleri karşısında zaman şaşkın uçan kuşlar zamanı değildir... Kırılan dallar, düşen yapraklar baharda daha gür, daha güçlü, daha bir çığlık çığlığa doğmak içindir.

Atatürküm kabrinde rahat uyumak ister...